ahmetbeyler
Yeni Üye
CHP Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ‘Altılı masa’nın, 2 Ekim’de bir daha bir ortaya gelecek olmasından evvel ‘masanın’ çalışma hallerini anlattı.
Sadece önderler seviyesinde toplantılar yapıldığı zannedilmesiyle ilgili CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü’den Hürmet Öztürk’e “Neler yapacağımız konusunda her görüşmede değerli basamaklar kaydediyoruz. Bir karar verildikten daha sonra genel lider yardımcıları bu kararla ilgili alt ayrıntıları oluşturuyorlar. daha sonra genel liderlere sunuyorlar. Genel liderler ‘Evet’ dediğinde 6’lı masa karar açıklıyor. Yani karar netleşmiş oluyor. Toplanıp bir karar alıyoruz ve altını dolduruyoruz. Bunu da genel lider yardımcıları uzun uzun tartışarak, çalışarak, görüş birliği oluşturarak yapıyor” dedi.
“HİÇ KRİZ YAŞAMADIK”
6’lı masayla ilgili milletvekili ve kimi yöneticilerin yaptığı açıklamaların yarattığı rahatsızlıkları hatırlatılan Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu biçimde oldu: “Sayın Akşener’le görüşüyoruz esasen. Vakit zaman tartışmalar olur, bu siyasetin tabiatında vardır. Genel lider yardımcıları kanılarını tabir edebilir. Değerli olan genel liderlerin görüşleridir. Genel lider haricindeki parti yetkililerinin yaptığı açıklamaları dinleriz, kendi görüşleridir, hürmet duyarız lakin bunu 6’lı masada kriz olarak düşünmeyiz. hiç bir önder de düşünmüyor benim gördüğüm. Bu tartışmalar olur, işin tabiatında vardır.”
Özellikle iktidara yakın yayın organlarında 6’lı masada yaşandığı öne sürülen kriz haber ve yorumları eksik olmuyor. Kılıçdaroğlu, “Gerçekten kriz yaşanıyor mu?” diye sorunca, şunları söylemiş oldu: “Kriz yaşamadık, hiç bu biçimde bir şey olmadı. Olsa aslına bakarsanız meydana çıkar. Geçen İstanbul’daydım. Bir gazete (Sabah gazetesi) tweet atmış. ‘Ali Babacan’la Kılıçdaroğlu gizlice görüştü.’ Yav ne kapalısı, görüşürüz esasen. Benden daha sonra sayın Babacan başka önderlerle de görüştü. Ben İstanbul’da uzun mühlet kalacaktım o yüzden birinci benimle görüştü. Altı başkan bir ortadayız ve her vakit görüşüyoruz.”
BU TÜRKİYE OLAYI
Seçim Kanunu üzerine çalışma yaptıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Her parti 41 vilayette seçime girmek zorunda. Onun haricinde öbür vilayetlerde ittifaklar olabilir. Lakin bizim yaptığımız çalışma öbür partileri bağlamıyor, başkalarının çalışması bizi bağlamıyor. Aşikâr bir olgunluğa geldikten daha sonra konuşulur. Akademik dünyada da bu biçimde çalışmalar yapanlar var. Gelip bize bilgi verdiler. Biz öbür partilere de tıpkı bilgiyi vermelerini istedik. Yani çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, milletvekili adayı belirleme sistemleriyle ilgili de şu ayrıntıları verdi: “Örgütler hakikaten çalışıyor lakin çabucak hemen seçim sathına girmedik. Seçim sathına girersek bunu parti meclisinde konuşmamız lazım. aslına bakarsanız büyük bir kısımda tahminen ön seçim hiç yapılmayacak. Tahminen kimi yerlerde yapılacak. Parti meclisinin, örgütlerin nabzını tutarız. Ona nazaran karar verilir. Bunu yaparken ittifakları da düşünmemiz lazım. Ancak bunları 6’lı masada konuşmadık. Vilayetler bazında anket yapılırsa daha sağlıklı sonuçlar elde edilir. Bir vilayette hangi parti ne elde ediyor diye. Bir parti diyebilir ki ‘Biz burada daha öndeyiz.’ O orada olur. Oturulur, konuşulur. Olay bir parti olayı olmaktan çıktı. Bir Türkiye olayı. Her bir önder bu sorumlulukla hareket ediyor. Türkiye’yi, ortasında bulunduğu girdaptan çıkaralım, daha sonrası konuşulur. Altı parti sonuçta birbirinin rakibi.”
6’LI MASANIN GÜÇLÜ YANI
Anket neticelerindan şad olduklarını, oylarının kararlı bir yükselişte olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu hoş bir şey. Önemli bir kararsız kitle olduğuna inanmıyorum. Onlar da yerini buluyor vakit içinde” dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyleki devam etti: “6’lı masanın en kuvvetli yanı 6 önderin demokrasiye ve adalete olan bağlılığı. Bu olmadığı takdirde varlık sebebimiz tartışılabilir. Zayıf yanını görmüyorum. Birebir kararlılıkla hareket ediyoruz. elbette tartışmalar olabilir. Bizim dileğimiz Türkiye’yi huzura kavuşturmak. 6 partiyi 100 yıllık bir çınarın kısımları üzere görüyorum. Bir kökü var. Farklı kısımlar birebir kökten geliyor. Bu niçinle kuvvetli bir yapının ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Kılıçdaroğlu, başörtüsüyle ilgili de kimsenin kaygı etmemesi gerektiğini belirterek, “bu biçimde bir sorun ne bizim önümüze ne halkın önüne gelir” diye konuştu.
Özellikle 2018 daha sonrası devletin saydamlığını kaybettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Vatandaşın ödediği vergilerin nereye gittiğini bilmediğimiz üzere kaç hanenin elektriği kesildi bunu da bilmiyoruz. Bütün bunların hepsi demokrasinin kan kaybettiğini, otoriter bir yapının kendi beklentilerine uygun topluma bilgi verdiği, kendini rahatsız eden ayrıntıları gizlediğini gösteriyor” dedi.
HALK İKİSİNE DE GÜVENMİYOR
Dış siyasetin, iç siyasete alet edildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Yunanistan’ın adaları Lozan’a muhalif silahlandırdığı, yıllardır söyleniyordu. Hiç sesleri çıkmıyordu. Artık kahraman kesildi. Bu durum, Erdoğan’ın da Yunanistan’ın da işine geliyor. İkisi de değişecek konumda. Halk ikisine de güvenmiyor. Artık Türkiye ve Yunanistan Cumhurbaşkanları kayıkçı kavgasıyla iktidara tutunur muyuz hesabında. Ancak halk bunların hepsini biliyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın Şanghay Beşlisi’ne tam üyeliği gündeme getirmesini de şöyleki yorumladı: “Dış siyaset ulusal olmak zorundadır. şahsileştiremezsiniz. Bir kişinin talebi ve beklentileri üzerinden dış siyaset oluşturamazsınız. İktidar ve muhalefet bir arada hareket etmeniz gerekir. İç siyasete benzemez dış siyaset. hem de dış siyasetin bürokrasi de aktörleri de farklıdır. Büyükelçilerdir bunlar, dış siyaset konusunda yorum yapan uzmanlar var. Erdoğan devlet idaresini şahsileştirdiği için düşündüğü bir şeyi gerisinin ne olduğunu, nasıl sonuçlar çıkaracağını düşünmeden rahatlıkla lisana getirebiliyor. Ne yapacağını bilmiyor ve etrafında bunu söyleyecek kişi de kalmadı. Aslında Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmasa bu biçimde bir konuşma yapacağı kanısında değilim.”
Sadece önderler seviyesinde toplantılar yapıldığı zannedilmesiyle ilgili CHP Genel Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Sözcü’den Hürmet Öztürk’e “Neler yapacağımız konusunda her görüşmede değerli basamaklar kaydediyoruz. Bir karar verildikten daha sonra genel lider yardımcıları bu kararla ilgili alt ayrıntıları oluşturuyorlar. daha sonra genel liderlere sunuyorlar. Genel liderler ‘Evet’ dediğinde 6’lı masa karar açıklıyor. Yani karar netleşmiş oluyor. Toplanıp bir karar alıyoruz ve altını dolduruyoruz. Bunu da genel lider yardımcıları uzun uzun tartışarak, çalışarak, görüş birliği oluşturarak yapıyor” dedi.
“HİÇ KRİZ YAŞAMADIK”
6’lı masayla ilgili milletvekili ve kimi yöneticilerin yaptığı açıklamaların yarattığı rahatsızlıkları hatırlatılan Kılıçdaroğlu’nun yanıtı şu biçimde oldu: “Sayın Akşener’le görüşüyoruz esasen. Vakit zaman tartışmalar olur, bu siyasetin tabiatında vardır. Genel lider yardımcıları kanılarını tabir edebilir. Değerli olan genel liderlerin görüşleridir. Genel lider haricindeki parti yetkililerinin yaptığı açıklamaları dinleriz, kendi görüşleridir, hürmet duyarız lakin bunu 6’lı masada kriz olarak düşünmeyiz. hiç bir önder de düşünmüyor benim gördüğüm. Bu tartışmalar olur, işin tabiatında vardır.”
Özellikle iktidara yakın yayın organlarında 6’lı masada yaşandığı öne sürülen kriz haber ve yorumları eksik olmuyor. Kılıçdaroğlu, “Gerçekten kriz yaşanıyor mu?” diye sorunca, şunları söylemiş oldu: “Kriz yaşamadık, hiç bu biçimde bir şey olmadı. Olsa aslına bakarsanız meydana çıkar. Geçen İstanbul’daydım. Bir gazete (Sabah gazetesi) tweet atmış. ‘Ali Babacan’la Kılıçdaroğlu gizlice görüştü.’ Yav ne kapalısı, görüşürüz esasen. Benden daha sonra sayın Babacan başka önderlerle de görüştü. Ben İstanbul’da uzun mühlet kalacaktım o yüzden birinci benimle görüştü. Altı başkan bir ortadayız ve her vakit görüşüyoruz.”
BU TÜRKİYE OLAYI
Seçim Kanunu üzerine çalışma yaptıklarını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Her parti 41 vilayette seçime girmek zorunda. Onun haricinde öbür vilayetlerde ittifaklar olabilir. Lakin bizim yaptığımız çalışma öbür partileri bağlamıyor, başkalarının çalışması bizi bağlamıyor. Aşikâr bir olgunluğa geldikten daha sonra konuşulur. Akademik dünyada da bu biçimde çalışmalar yapanlar var. Gelip bize bilgi verdiler. Biz öbür partilere de tıpkı bilgiyi vermelerini istedik. Yani çalışmalar yapılıyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, milletvekili adayı belirleme sistemleriyle ilgili de şu ayrıntıları verdi: “Örgütler hakikaten çalışıyor lakin çabucak hemen seçim sathına girmedik. Seçim sathına girersek bunu parti meclisinde konuşmamız lazım. aslına bakarsanız büyük bir kısımda tahminen ön seçim hiç yapılmayacak. Tahminen kimi yerlerde yapılacak. Parti meclisinin, örgütlerin nabzını tutarız. Ona nazaran karar verilir. Bunu yaparken ittifakları da düşünmemiz lazım. Ancak bunları 6’lı masada konuşmadık. Vilayetler bazında anket yapılırsa daha sağlıklı sonuçlar elde edilir. Bir vilayette hangi parti ne elde ediyor diye. Bir parti diyebilir ki ‘Biz burada daha öndeyiz.’ O orada olur. Oturulur, konuşulur. Olay bir parti olayı olmaktan çıktı. Bir Türkiye olayı. Her bir önder bu sorumlulukla hareket ediyor. Türkiye’yi, ortasında bulunduğu girdaptan çıkaralım, daha sonrası konuşulur. Altı parti sonuçta birbirinin rakibi.”
6’LI MASANIN GÜÇLÜ YANI
Anket neticelerindan şad olduklarını, oylarının kararlı bir yükselişte olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Bu hoş bir şey. Önemli bir kararsız kitle olduğuna inanmıyorum. Onlar da yerini buluyor vakit içinde” dedi.
Kılıçdaroğlu, şöyleki devam etti: “6’lı masanın en kuvvetli yanı 6 önderin demokrasiye ve adalete olan bağlılığı. Bu olmadığı takdirde varlık sebebimiz tartışılabilir. Zayıf yanını görmüyorum. Birebir kararlılıkla hareket ediyoruz. elbette tartışmalar olabilir. Bizim dileğimiz Türkiye’yi huzura kavuşturmak. 6 partiyi 100 yıllık bir çınarın kısımları üzere görüyorum. Bir kökü var. Farklı kısımlar birebir kökten geliyor. Bu niçinle kuvvetli bir yapının ortaya çıkacağına inanıyorum.”
Kılıçdaroğlu, başörtüsüyle ilgili de kimsenin kaygı etmemesi gerektiğini belirterek, “bu biçimde bir sorun ne bizim önümüze ne halkın önüne gelir” diye konuştu.
Özellikle 2018 daha sonrası devletin saydamlığını kaybettiğini öne süren Kılıçdaroğlu, “Vatandaşın ödediği vergilerin nereye gittiğini bilmediğimiz üzere kaç hanenin elektriği kesildi bunu da bilmiyoruz. Bütün bunların hepsi demokrasinin kan kaybettiğini, otoriter bir yapının kendi beklentilerine uygun topluma bilgi verdiği, kendini rahatsız eden ayrıntıları gizlediğini gösteriyor” dedi.
HALK İKİSİNE DE GÜVENMİYOR
Dış siyasetin, iç siyasete alet edildiğine dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Yunanistan’ın adaları Lozan’a muhalif silahlandırdığı, yıllardır söyleniyordu. Hiç sesleri çıkmıyordu. Artık kahraman kesildi. Bu durum, Erdoğan’ın da Yunanistan’ın da işine geliyor. İkisi de değişecek konumda. Halk ikisine de güvenmiyor. Artık Türkiye ve Yunanistan Cumhurbaşkanları kayıkçı kavgasıyla iktidara tutunur muyuz hesabında. Ancak halk bunların hepsini biliyor” diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı’nın Şanghay Beşlisi’ne tam üyeliği gündeme getirmesini de şöyleki yorumladı: “Dış siyaset ulusal olmak zorundadır. şahsileştiremezsiniz. Bir kişinin talebi ve beklentileri üzerinden dış siyaset oluşturamazsınız. İktidar ve muhalefet bir arada hareket etmeniz gerekir. İç siyasete benzemez dış siyaset. hem de dış siyasetin bürokrasi de aktörleri de farklıdır. Büyükelçilerdir bunlar, dış siyaset konusunda yorum yapan uzmanlar var. Erdoğan devlet idaresini şahsileştirdiği için düşündüğü bir şeyi gerisinin ne olduğunu, nasıl sonuçlar çıkaracağını düşünmeden rahatlıkla lisana getirebiliyor. Ne yapacağını bilmiyor ve etrafında bunu söyleyecek kişi de kalmadı. Aslında Dışişleri Bakanlığı devre dışı bırakılmasa bu biçimde bir konuşma yapacağı kanısında değilim.”