Galatasaray ’da 4.yıldız sevinci başta olmak üzere lig ve kupa şampiyonlukları yaşayan; Bursaspor, Başakşehir ve Adana Demirspor formaları da giyen 37 yaşındaki eski futbolcu, mesleği ve Muhteşem Lig serüveniyle ilgili Spor Arena’ya açıklamalarda bulundu.
Sarı kırmızılı ekiple geçirdiği devir Fatih Terim Roberto Mancini, Igor Tudor ve Hamz Hamzaoğlu ile çalışan Chedjou, bu teknik adamları kıyaslarken çarpıcı tahlillerde bulundu. Abdullah Avcı’dan övgü dolu sözlerle bahseden Kamerunlu, Jorge Jesus’la ilgili niyetlerini deklare etti. Ekip arkadaşı Selçuk İnan’ın teknik yöneticilik sonucuyla ilgili ‘Sahadayken anlamıştım’ diyen Chedjou, yeni kuşak hocalar Emre Belözoğlu, Nuri Şahin üzere isimlerle ilgili görüşmelerini de aktardı.
“FENERBAHÇE BENİ İKNA ETMEYE ÇALIŞTI LAKİN GALATASARAY’A KELAM VERMİŞTİM”
2013-2014 döneminde “Fransa’nın en yeterli savunmacısı” unvanıyla rekor bir bedelle (6.30 mil. €) Galatasaray’a transfer olmuştun. O devir basında Fenerbahçe ve Beşiktaş ’ın seninle ilgilendiği tezleri yer almıştı. Sarı kırmızılı gruba transfer sürecinde neler yaşandı?
Hatırladığıma nazaran Lille’den ayrıldıktan 1 hafta daha sonra Fenerbahçe’den birileri aramıştı. Bana Fenerbahçe’ye gelmek isteyip istemediğimi sordular. Lakin ben onlara oldukçatandır Galatasaray’la konuştuğumu söylemiş oldum. Beni ikna etmeye çalıştılar ancak Galatasaray’a yemin ettiğimi ve bu yüzden gelmeyeceğimi söylemiş oldum.
“FATİH TERİM, DAHA EVVEL KONUŞTUĞUM ANTRENÖRLERDEN ÇOK FARKLIYDI”
O devir verdiğin bir röportajda, “Fransa’da bu tercihime şaşırdılar lakin ben bu tercihimin ne kadar hakikat olduğunu biliyorum. Fatih Terim benimle daima ilgilendi” formunda açıklamalarda bulunmuştun. Fatih Terim’le birlikte çalıştığınız sarı kırmızılı gruptaki periyodu kıymetlendirir misiniz?
Fatih Terim, oyuncularına baba üzeredir. Galatasaray benimle ve menajerlerimle konuşmuştu. Akabinde ben de Fatih Terim’le konuştum. Galatasaray’a imza atmadan birkaç ay evvel sakattım ve bana daima nasıl olduğumu, nasıl hissettiğimi sordu. Bu bana daha evvel konuştuğum öteki antrenörlerden hayli farklı geldi. Bildiğiniz üzere kendisi İtalyanca ve İspanyolca konuşuyor. Ben İtalyanca bilmiyordum fakat biraz anlayabiliyordum. Dönem hazırlıkları için İngiltere’deydim ve bir gün İstanbul’a geldiğimde Fatih Terim bana bildiri attı. Bir şeye gereksinimim olursa kendisiyle direk bağlantıya geçmemi istedi. Benim için bir antrenörden daha epeyce baba üzere. Galatasaray’a gelmek kolay değildi fakat bana şayet vakte gereksinimim olursa bunu bana vereceğini söylemiş oldu. Nasıl oynadığımı ve alandaki bedelimi bildiğini söylemiş oldu. Bunu bir iltifat olarak aldım, evet benim için bir baba üzereydi.
“EĞER MANCİNİ ÜZERE BİR ANTRENÖRÜNÜZ var ise ALANDA ONUN İÇİN ÖLMEK İSTERSİNİZ”
Galatasaray, 2013-2014 döneminde makus başladığı UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Mancini ile 2. çeşide yükselme başarısı göstermişti. Mancini’nin kadrodaki idaresi nasıldı?
Roberto Mancini, Fatih Terim’den epey farklı değildir. O da oyuncularıyla bir baba üzere olmasa da arkadaş üzeredir. Bugün hala mesajlaşıyoruz, fazlaca yeterli bir insan. Şayet o antrenörünüzse alanda onun için ölmek istersiniz. Şayet alanda kâfi değilseniz bunu sizin yüzünüze söyler ve sizden daha epeyce şey beklediğini belirtir. Teknik olarak da dünyanın en düzgünlerinden birisidir. Evet, oynuyordum fakat alanda bir stoper olarak nasıl koşmam gerektiğini bilmiyordum. Bana yalnızca nasıl koşacağımı değil nasıl konum almam gerektiğini de gösterdi.
Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea’ye attığın gol ile sarı kırmızılıların cins umutlarını Londra’ya taşımış, beraberinde o hafta UEFA’nın en yeterli 11’ine seçilmiştin. Attığın gol ve kaçırdığınız tıp bahtı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Şampiyonlar Ligi’nde olmak her vakit hoştur. Gol attığım için epeyce memnunum ne yazık ki cins atlayamadık. Chelsea fazlaca yeterli bir ekipti ve onlara karşı inanın bana yüzde yüz performansla oynadık. Çok âlâ oyuncuları vardı ve kaybettik. aslına bakarsan bu tip kadrolara karşı yüzde 90’la oynayamazsınız. Taraftarlarınıza karşı sorumluluklarınız var. birliktee kaldık ve cins atlayamadık. Gol attığım için elbette memnunum fakat tıp atlayamamış olmak üzücüydü. Chelsea, tahminen de bizden daha düzgün bir gruptu.
Teknik yönetici Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray’da nazaranv yaptığı 1 yılda, 3 kupa kazanıp bununla birlikte 4.yıldızı getiren isimlerden birisi olmuştu. Hamzaoğlu’nun sonrasındasında beklenmedik biçimde ekipten gönderilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şok olmadım fakat ben de şaşırmıştım. Kendisi güzel bir insan lakin bence yaşadığı sorun kadrosu yönetmekle ilgiliydi. Futboldan zevk almamızı istiyordu evvela. Şayet bir şey denemek istiyorsak onu denetiyordu. daha sonra bize bakılırsav verip baskı yüklüyordu.
“TUDOR’A 3-5-2 SİSTEMİNDE OYNAMAK İSTEMEDİĞİMİZİ SÖYLEDİK LAKİN BİZİ ANLAMADI”
Igor Tudor periyodunda sarı kırmızılıların maçlara 3-5-2 sistemiyle başlaması başarısızlığı getiren etmenlerden biri olarak gösterilirken, bilhassa bu oyun sistemiyle alınan 5-1’lik Başakşehir yenilgisi reaksiyon çekmişti. Tudor periyodu ve oyun sistemi hakkında fikirleriniz nelerdir?
Evet ben bu sistemi sevmiyordum. Şayet bu sistemde oynamak istiyorsanız, bunu oyuncularınızla yapmanız lazım. Kendisine bu biçimde oynamak istemediğimizi ve rahat hissetmediğimizi söylemiş olduk lakin bizi anlamadı. Ve bu sistemde devam etme konusunda ısrar etti. Gün sonlarında bu biçimde oynamak istemediğimizi söylüyorduk. Evet, o bir antrenördü lakin biz grup olarak oyunun uygun gitmediğini hissediyorduk. Hatta Selçuk ve Sneijder kendisiyle konuşmak istediler. Zira topsuz bir biçimde daima koşuyorduk. Ve bilirsiniz ki oyuncular bu biçimde oynamak istemez. Bruma, Sneijder ve öbür atak oyuncularından daima defansa yardım bekliyordu. Evet, defans bir kadro işidir fakat bu tip atak oyuncuları için birinci iş defans olmaz. İdman bitiminde hayli yorgun düşüyorduk ve maçlar için gereğince kuvvetli kalamıyorduk. Birden fazla maçta merkez stoper olarak nazaranv alamadım. Beni sağ stoper olarak kullanıyordu ve ben sağ stoper oynamak için gereğince atletik değildim. Bunu ona söylemiş oldum zira benden istediği şeyleri yapabilecek bir oyun stiline ve yeteneğe sahip değildim. Beni stoperin merkezinde kullanımını söylemiş oldum. bu biçimdece orta saha ve forvet oyuncularına pas dağıtabileceğimi düşünüyordum. Fakat o bunun yerine ekip arkadaşlarıma, benim oynamak istemediğimi söylemiş olduğimi söylemiş oldu. Ben de bunun bu biçimde olmadığını söylemiş oldum. Bu olay ortamızda sorun oldu. Tudor’dan, futbolun sana her vakit sevdiğin ve seni seven bir antrenör vermeyeceğini öğrendim. Yeterli bir oyuncu olabilirsiniz ancak hocanın sistemine uymayabilirsiniz. bir daha de idmanlarda yüzde yüzünüzü verip kendinizi hazır tutmanız gerektiğini öğrendim. Zira her an sizi tekrar oynamanız için çağırabilirler.
“BAZI MAÇLARDA RAKİBİN BİZDEN KORKTUĞUNU DAHA TÜNELDEYKEN ANLARDIK”
Başakşehir’de şampiyonluk yaşayan Okan Buruk, artık Galatasaray’da teknik adamlık mesleğine devam ediyor. Okan Buruk’un idaresi başta olmak üzere Mertens, Icardi, Mata üzere yıldız isimlere sahip sarı kırmızılıların takım yapısını kıymetlendirir misiniz?
Galatasaray oyuncuları her vakit büyük karakterlidir. Kimi maçlarda daha tüneldeyken karşı ekibin bizden korktuğunu anlardık. esasen maça çıkmadan kazanan savaşçılar üzereydik. Onlara, onları her an yok edebileceğimizi maçlardan evvel hissettirmeye başlardık. Bize bunu kazandıran yegâne kişi tabi ki Fatih Terim’di. Bence Okan Buruk’un da bunu gerçekleştirme talihi var zira elindeki oyuncuların hepsi Avrupa görmüş kıymetli oyuncular. Hepsi kendine güvenen oyuncular ve uygun bir ekip olacaklar. Okan Buruk’un yalnızca onlara liderlik edip uygun Futbol oynatması lazım. Kendisi de daha evvel yıldız bir futbolcuydu ve ne yapması gerektiğini şüphesiz ki biliyor.
“BENCE ŞU AN BİZİM ZAMANIMIZDAKİ ÜZERE DEFANSTA LİDERLİK YAPACAK OYUNCU YOK”
Victor Nelsson, Abdülkerim Bardakçı, Mathias Ross üzere defans oyuncularına sahip Galatasaray’ın savunma sistemini kendi döneminize bakılırsa nasıl yorumluyorsunuz?
Dürüst olmak gerekirse Galatasaray’da oynamak için esasen kaliteli olman lazım. Lakin benim vaktimde daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Benim vaktimde Felipe Melo ve Semih Kaya vardı. Oynamak için biz güya birbirimizin düşmanı üzere fazlaca hırslıydık. Bizden daha sonra gelen ve Sevilla’ya transfer olan Marcao’da çok düzgündü. Bence şu anki defans da çok güzel oyunculardan heyeti ve ligi kazanmak için az gol yemeniz lazım. bir arada çalışmanız ve birlikte defans yapmanız gerekiyor. Bunu yapmanız için grubunuzda gerçek bir başkana gereksiniminiz var. Ve bence şu an gerçek bir defans önderleri yok. O yüzden biz daha uygunduk.
Galatasaray, 2012-2013 ve 2013-2014 döneminde Şampiyonlar Ligi’nde isminden kelam ettirmiş ancak o devirden daha sonra Galatasaray’ın Avrupa Kupaları karnesi uygun durumda yer almamıştı. Okan Buruk’la bu muvaffakiyet sizce gelecek mi?
Tabii ki başarılı olacaktır zira esasen daha evvel Avrupa’da oynadı. Buralara alışık ve yeterli oyuncuları var. Daha evvelinde Şampiyonlar Ligi deneyimi olan oyuncuları da var. Bu durum yalnızca antrenörle ilgili değildir. Deneyimli oyuncuların, deneyimsizlere yürek vermesi gerekir. Bence Şampiyonlar Ligi’ndeki muvaffakiyet, antrenörden fazla biraz daha Şampiyonlar Ligi deneyimi olan oyuncuların üzerindedir. Deneyimli oyuncuların, gençlerle konuşması ve onları bu efsaneye dahil etmeleri gerekir.
“FENERBAHÇE MAÇLARI MESLEĞİMDEKİ EN GÜÇ MAÇLARDANDI”
Ocak ayının birinci haftasında liderlik yarışını yakından ilgilendiren Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynanacak. Bu uğraş başta olmak üzere Galatasaray’da oynadığın derbilerle ilgili neler söylemek istersiniz?
Daha evvel derbide yaşadıklarımı Kamerunlu birine anlatmıştım. bu biçimde bir şeyi daha evvel hiç yaşamamıştım. Fenerbahçe maçları mesleğimdeki en sıkıntı maçlardandı. Her maç baskı vardır fakat Fenerbahçe maçlarında bu kat kat fazlaydı. Mutlaka yanılgı yapmamalısınız, tek bir yanlışınız maça mal olur. Türkiye’de bu tip maçlarda her vakit düzgün performans göstermeniz gerekir. Bana bakılırsa bu tip maçları herkes ömründe bir sefer yaşamalı. Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız muhteşem kupa maçı hala aklımda, kaybetmiştik. Eşime bile hala desteklemek için Fenerbahçe-Galatasaray maçına gitmemiz gerektiğini söylüyorum. Galatasaray’a imza attığımda menajerimin bana söylemiş olduği birinci cümle, “Fenerbahçe maçını kazanmak zorundayız” biçimindeydi.
“REAL MADRİD MAÇINI 6-1 KAYBETMEMİZE KARŞIN TARAFTARLAR BİZİ ALKIŞLAMIŞTI”
Sarı kırmızılı grupta 119 maça çıkıp sarı kırmızılı taraftarlardan alkış topladın. Stadyumun atmosferi başta olmak üzere taraftarların verdiği takviye sende ne üzere bir tesir bıraktı?
İlk Şampiyonlar Ligi maçımı hatırlıyorum, Real Madrid’e karşı 6-1 kaybetmiştik. Maçtan daha sonra taraftarlar bizi alkışlıyordu. Buna bir mana verememiştim. Selçuk’un yanına gidip, “6-1 kaybettik, niye bizi alkışlıyorlar?” diye sordum. Selçuk bana, “Eğer taraftarlar senin yüzde yüzünü verdiğini görürse alkışlar. 10-0 kaybetmen bile kıymetli değildir” demişti. 6-1 kaybetmiştik ve bizi alkışlıyorlardı. Sahiden şoka uğramıştım. Yüzde yüzümüzü verdiğimiz sürece ve çabaladığımızı gördükleri surece bizi destekleyeceklerini anlamıştım. Bu yüzden her gol attığımda kendimi bebek üzere hissediyordum. Hatta bu biçimdelar uçağım daha Türkiye’ye yeni indiğinde, “Bu ülke futbol kokuyor” demiştim. Onları epeyce seviyorum ve sahiden epeyce teşekkür ediyorum. Galatasaray’da oynadığım 4 yıl boyunca beni fazlaca desteklediler. Ne yazık ki son maçımı oynayıp onlara güle güle deme fırsatını yakalayamadım. Toplumsal medyadan da dediğim üzere orası benim meskenim ve onları fazlaca seviyorum.
“JORGE JESUS FENERBAHÇE’YLE GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ YAPTI LAKİN VAKTE GEREKSİNİMİ VAR”
Jorge Jesus ile çıkışa geçen Fenerbahçe, dikkat çeken bir hamle sistemiyle oynamaya devam ediyor. Jesus’un ekipteki rolü ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolundaki talihiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Lig başladığında büyük kadroların tabi ki ligi kazanma bahtı olduğunu biliyoruz. Bence Fenerbahçe’nin yeterli bir takımı var ve her vakit oldukları üzere Galatasaray’a âlâ bir rakip olacaklardır. Jorge Jesus, uygun bir iş çıkarıyor lakin Türkiye’de bilhassa büyük ekiplerde antrenörlere düzgün bir iş çıkarmaları için gereğince vakit verilmiyor. Güzel sonuçlar alınmadığında çabucak yollar ayrılıyor. örneğin Arsenal’deki Arteta’ya bakın, bu grubu kurmak için ona ne kadar vakit verildi? Arsenal’in şu anki formu her insanın malumu. Bunun yapılması için antrenörlere vakit verilmesi lazım. Başlangıç her vakit zordur. İnsanlarda ne yazık ki bu mantalite yok. Jorge Jesus yeterli bir başlangıç yaptı fakat vakte muhtaçlığı var.
“AVCI’NIN ŞAMPİYON OLMASINA ŞAŞIRMADIM, BENCE O TÜRKİYE’NİN GUARDİOLASIDIR”
Daha evvel Başakşehir’de birlikte çalıştığınız teknik yönetici Abdullah Avcı, geçtiğimiz dönem Trabzonspor’la şampiyonluğa ulaştı. Abdullah Avcı’nın idaresiyle ilgili neler niyetleriniz nelerdir?
Abdullah Avcı’ya hayli hürmet duyuyorum, beni Başakşehir’e isteyen kendisiydi. Ne yazık ki sakatlandığım için onunla fazlaca fazla maç oynayamadım. Her vakit beni aradı ve durumumu sordu. İyileşmem için bana vakit verdi ve beni destekledi. Şampiyon bulunmasına şaşırmadım. Bence o Türkiye’nin Pep Guardiolası. Her vakit bir ekip alıyor ve bu kadroya her oyunu oynatıyor. Arttan oyun kurdurup, kalecileri oyuna sokuyor ve pas oyunu yaptırıyor. Evet, bence Türkiye’nin Guardiolası Abdullah Avcı.
Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, Volkan Demirel, İlhan Palut, Çağdaş Atan üzere teknik yöneticilerden “yeni jenerasyon teknik adam” diye bahsediliyor. Performansını başarılı bulduğun ve ileride isminden kelam ettirir dediğin bir teknik adam bulunuyor mu?
Bence yeni nesil antrenörler içinde Selçuk İnan’da var. Daha evvel Borussia Dortmund’da oynayan Nuri Şahin’de olmak üzere hepsi uygun antrenörler. Yeni nesle güvenmemiz gerekiyor. Ancak bir daha birebir noktaya geliyoruz. Stratejilerini oyunlarına adapte etmek için vakte gereksinimleri var. Türkiye’de buna müsaade verilmiyor ancak şayet bu antrenörler oradaysalar kendilerine güveniyorlar demektir. Oyuncularına inanç aşılamalı ve onları anlamalılar. örneğin Selçuk İnan, tekraren ligi ve kupayı kazandı. Ulusal grupta kaptanlık yaptı. Bu genç insanların antrenörlük yapmaları hayli değerli. bahsetmiş olduğumiz antrenörlerin birden fazla kendi futbolculuk periyotlarında Avrupa’da oynadı. Oradaki deneyimlerini oyunculara aktaracak ve olağan olarak ki onları daha uygun düzeylere taşıyacaklardır. Lakin taraftarlara ve liderlere ısrar ediyorum: Lütfen yeni kuşak antrenörlere âlâ sonuçlar almak için biraz vakit tanıyın. Her 3-4 ayda bir antrenör değiştirirseniz hiç bir şeyi başaramazsınız.
“SELÇUK’UN BİR GÜN ANTRENÖRLÜK YAPMAK İSTEDİĞİNİ ALANDAYKEN ANLAMIŞTIM”
Galatasaray’dan eski grup dostunuz Selçuk İnan, birinci teknik yöneticilik tecrübesine adım atarak Kasımpaşa’nın başına geçti. Selçuk İnan birinci serüveninde sizce başarılı olabilecek mi?
Evet, ocak ayında gelip onu ziyaret edeceğim. Hala görüşüyoruz, o uygun bir arkadaşım. Artık Kamerun’da bir akademim yok fakat birtakım koçlarla çalışmak istiyorum. Oraya geldiğimde nasıl bir oyun oynatmak istediğiyle alakalı Selçuk’la konuşacağım. O her vakit önderdi. Onu alanda izlediğimde bir gün antrenörlük yapmak istediğini anlamıştım. Zira daima kadrosu saha ortasında yöneten, teknik yöneticiyle, hakemle ve ekiple konuşan daima Selçuk’tu. Antrenörlüğün ona fazlaca uyacağını düşünüyorum. Bu iş onun üzere birisi için fazlaca uygun ve mantıklı. Yeni mesleğinde umarım başarılı olur. (Spor Arena)
Sarı kırmızılı ekiple geçirdiği devir Fatih Terim Roberto Mancini, Igor Tudor ve Hamz Hamzaoğlu ile çalışan Chedjou, bu teknik adamları kıyaslarken çarpıcı tahlillerde bulundu. Abdullah Avcı’dan övgü dolu sözlerle bahseden Kamerunlu, Jorge Jesus’la ilgili niyetlerini deklare etti. Ekip arkadaşı Selçuk İnan’ın teknik yöneticilik sonucuyla ilgili ‘Sahadayken anlamıştım’ diyen Chedjou, yeni kuşak hocalar Emre Belözoğlu, Nuri Şahin üzere isimlerle ilgili görüşmelerini de aktardı.
“FENERBAHÇE BENİ İKNA ETMEYE ÇALIŞTI LAKİN GALATASARAY’A KELAM VERMİŞTİM”
2013-2014 döneminde “Fransa’nın en yeterli savunmacısı” unvanıyla rekor bir bedelle (6.30 mil. €) Galatasaray’a transfer olmuştun. O devir basında Fenerbahçe ve Beşiktaş ’ın seninle ilgilendiği tezleri yer almıştı. Sarı kırmızılı gruba transfer sürecinde neler yaşandı?
Hatırladığıma nazaran Lille’den ayrıldıktan 1 hafta daha sonra Fenerbahçe’den birileri aramıştı. Bana Fenerbahçe’ye gelmek isteyip istemediğimi sordular. Lakin ben onlara oldukçatandır Galatasaray’la konuştuğumu söylemiş oldum. Beni ikna etmeye çalıştılar ancak Galatasaray’a yemin ettiğimi ve bu yüzden gelmeyeceğimi söylemiş oldum.
“FATİH TERİM, DAHA EVVEL KONUŞTUĞUM ANTRENÖRLERDEN ÇOK FARKLIYDI”
O devir verdiğin bir röportajda, “Fransa’da bu tercihime şaşırdılar lakin ben bu tercihimin ne kadar hakikat olduğunu biliyorum. Fatih Terim benimle daima ilgilendi” formunda açıklamalarda bulunmuştun. Fatih Terim’le birlikte çalıştığınız sarı kırmızılı gruptaki periyodu kıymetlendirir misiniz?
Fatih Terim, oyuncularına baba üzeredir. Galatasaray benimle ve menajerlerimle konuşmuştu. Akabinde ben de Fatih Terim’le konuştum. Galatasaray’a imza atmadan birkaç ay evvel sakattım ve bana daima nasıl olduğumu, nasıl hissettiğimi sordu. Bu bana daha evvel konuştuğum öteki antrenörlerden hayli farklı geldi. Bildiğiniz üzere kendisi İtalyanca ve İspanyolca konuşuyor. Ben İtalyanca bilmiyordum fakat biraz anlayabiliyordum. Dönem hazırlıkları için İngiltere’deydim ve bir gün İstanbul’a geldiğimde Fatih Terim bana bildiri attı. Bir şeye gereksinimim olursa kendisiyle direk bağlantıya geçmemi istedi. Benim için bir antrenörden daha epeyce baba üzere. Galatasaray’a gelmek kolay değildi fakat bana şayet vakte gereksinimim olursa bunu bana vereceğini söylemiş oldu. Nasıl oynadığımı ve alandaki bedelimi bildiğini söylemiş oldu. Bunu bir iltifat olarak aldım, evet benim için bir baba üzereydi.
“EĞER MANCİNİ ÜZERE BİR ANTRENÖRÜNÜZ var ise ALANDA ONUN İÇİN ÖLMEK İSTERSİNİZ”
Galatasaray, 2013-2014 döneminde makus başladığı UEFA Şampiyonlar Ligi’nde Mancini ile 2. çeşide yükselme başarısı göstermişti. Mancini’nin kadrodaki idaresi nasıldı?
Roberto Mancini, Fatih Terim’den epey farklı değildir. O da oyuncularıyla bir baba üzere olmasa da arkadaş üzeredir. Bugün hala mesajlaşıyoruz, fazlaca yeterli bir insan. Şayet o antrenörünüzse alanda onun için ölmek istersiniz. Şayet alanda kâfi değilseniz bunu sizin yüzünüze söyler ve sizden daha epeyce şey beklediğini belirtir. Teknik olarak da dünyanın en düzgünlerinden birisidir. Evet, oynuyordum fakat alanda bir stoper olarak nasıl koşmam gerektiğini bilmiyordum. Bana yalnızca nasıl koşacağımı değil nasıl konum almam gerektiğini de gösterdi.
Şampiyonlar Ligi’nde Chelsea’ye attığın gol ile sarı kırmızılıların cins umutlarını Londra’ya taşımış, beraberinde o hafta UEFA’nın en yeterli 11’ine seçilmiştin. Attığın gol ve kaçırdığınız tıp bahtı ile ilgili neler söylemek istersiniz?
Şampiyonlar Ligi’nde olmak her vakit hoştur. Gol attığım için epeyce memnunum ne yazık ki cins atlayamadık. Chelsea fazlaca yeterli bir ekipti ve onlara karşı inanın bana yüzde yüz performansla oynadık. Çok âlâ oyuncuları vardı ve kaybettik. aslına bakarsan bu tip kadrolara karşı yüzde 90’la oynayamazsınız. Taraftarlarınıza karşı sorumluluklarınız var. birliktee kaldık ve cins atlayamadık. Gol attığım için elbette memnunum fakat tıp atlayamamış olmak üzücüydü. Chelsea, tahminen de bizden daha düzgün bir gruptu.
Teknik yönetici Hamza Hamzaoğlu, Galatasaray’da nazaranv yaptığı 1 yılda, 3 kupa kazanıp bununla birlikte 4.yıldızı getiren isimlerden birisi olmuştu. Hamzaoğlu’nun sonrasındasında beklenmedik biçimde ekipten gönderilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Şok olmadım fakat ben de şaşırmıştım. Kendisi güzel bir insan lakin bence yaşadığı sorun kadrosu yönetmekle ilgiliydi. Futboldan zevk almamızı istiyordu evvela. Şayet bir şey denemek istiyorsak onu denetiyordu. daha sonra bize bakılırsav verip baskı yüklüyordu.
“TUDOR’A 3-5-2 SİSTEMİNDE OYNAMAK İSTEMEDİĞİMİZİ SÖYLEDİK LAKİN BİZİ ANLAMADI”
Igor Tudor periyodunda sarı kırmızılıların maçlara 3-5-2 sistemiyle başlaması başarısızlığı getiren etmenlerden biri olarak gösterilirken, bilhassa bu oyun sistemiyle alınan 5-1’lik Başakşehir yenilgisi reaksiyon çekmişti. Tudor periyodu ve oyun sistemi hakkında fikirleriniz nelerdir?
Evet ben bu sistemi sevmiyordum. Şayet bu sistemde oynamak istiyorsanız, bunu oyuncularınızla yapmanız lazım. Kendisine bu biçimde oynamak istemediğimizi ve rahat hissetmediğimizi söylemiş olduk lakin bizi anlamadı. Ve bu sistemde devam etme konusunda ısrar etti. Gün sonlarında bu biçimde oynamak istemediğimizi söylüyorduk. Evet, o bir antrenördü lakin biz grup olarak oyunun uygun gitmediğini hissediyorduk. Hatta Selçuk ve Sneijder kendisiyle konuşmak istediler. Zira topsuz bir biçimde daima koşuyorduk. Ve bilirsiniz ki oyuncular bu biçimde oynamak istemez. Bruma, Sneijder ve öbür atak oyuncularından daima defansa yardım bekliyordu. Evet, defans bir kadro işidir fakat bu tip atak oyuncuları için birinci iş defans olmaz. İdman bitiminde hayli yorgun düşüyorduk ve maçlar için gereğince kuvvetli kalamıyorduk. Birden fazla maçta merkez stoper olarak nazaranv alamadım. Beni sağ stoper olarak kullanıyordu ve ben sağ stoper oynamak için gereğince atletik değildim. Bunu ona söylemiş oldum zira benden istediği şeyleri yapabilecek bir oyun stiline ve yeteneğe sahip değildim. Beni stoperin merkezinde kullanımını söylemiş oldum. bu biçimdece orta saha ve forvet oyuncularına pas dağıtabileceğimi düşünüyordum. Fakat o bunun yerine ekip arkadaşlarıma, benim oynamak istemediğimi söylemiş olduğimi söylemiş oldu. Ben de bunun bu biçimde olmadığını söylemiş oldum. Bu olay ortamızda sorun oldu. Tudor’dan, futbolun sana her vakit sevdiğin ve seni seven bir antrenör vermeyeceğini öğrendim. Yeterli bir oyuncu olabilirsiniz ancak hocanın sistemine uymayabilirsiniz. bir daha de idmanlarda yüzde yüzünüzü verip kendinizi hazır tutmanız gerektiğini öğrendim. Zira her an sizi tekrar oynamanız için çağırabilirler.
“BAZI MAÇLARDA RAKİBİN BİZDEN KORKTUĞUNU DAHA TÜNELDEYKEN ANLARDIK”
Başakşehir’de şampiyonluk yaşayan Okan Buruk, artık Galatasaray’da teknik adamlık mesleğine devam ediyor. Okan Buruk’un idaresi başta olmak üzere Mertens, Icardi, Mata üzere yıldız isimlere sahip sarı kırmızılıların takım yapısını kıymetlendirir misiniz?
Galatasaray oyuncuları her vakit büyük karakterlidir. Kimi maçlarda daha tüneldeyken karşı ekibin bizden korktuğunu anlardık. esasen maça çıkmadan kazanan savaşçılar üzereydik. Onlara, onları her an yok edebileceğimizi maçlardan evvel hissettirmeye başlardık. Bize bunu kazandıran yegâne kişi tabi ki Fatih Terim’di. Bence Okan Buruk’un da bunu gerçekleştirme talihi var zira elindeki oyuncuların hepsi Avrupa görmüş kıymetli oyuncular. Hepsi kendine güvenen oyuncular ve uygun bir ekip olacaklar. Okan Buruk’un yalnızca onlara liderlik edip uygun Futbol oynatması lazım. Kendisi de daha evvel yıldız bir futbolcuydu ve ne yapması gerektiğini şüphesiz ki biliyor.
“BENCE ŞU AN BİZİM ZAMANIMIZDAKİ ÜZERE DEFANSTA LİDERLİK YAPACAK OYUNCU YOK”
Victor Nelsson, Abdülkerim Bardakçı, Mathias Ross üzere defans oyuncularına sahip Galatasaray’ın savunma sistemini kendi döneminize bakılırsa nasıl yorumluyorsunuz?
Dürüst olmak gerekirse Galatasaray’da oynamak için esasen kaliteli olman lazım. Lakin benim vaktimde daha güzel olduğunu söyleyebilirim. Benim vaktimde Felipe Melo ve Semih Kaya vardı. Oynamak için biz güya birbirimizin düşmanı üzere fazlaca hırslıydık. Bizden daha sonra gelen ve Sevilla’ya transfer olan Marcao’da çok düzgündü. Bence şu anki defans da çok güzel oyunculardan heyeti ve ligi kazanmak için az gol yemeniz lazım. bir arada çalışmanız ve birlikte defans yapmanız gerekiyor. Bunu yapmanız için grubunuzda gerçek bir başkana gereksiniminiz var. Ve bence şu an gerçek bir defans önderleri yok. O yüzden biz daha uygunduk.
Galatasaray, 2012-2013 ve 2013-2014 döneminde Şampiyonlar Ligi’nde isminden kelam ettirmiş ancak o devirden daha sonra Galatasaray’ın Avrupa Kupaları karnesi uygun durumda yer almamıştı. Okan Buruk’la bu muvaffakiyet sizce gelecek mi?
Tabii ki başarılı olacaktır zira esasen daha evvel Avrupa’da oynadı. Buralara alışık ve yeterli oyuncuları var. Daha evvelinde Şampiyonlar Ligi deneyimi olan oyuncuları da var. Bu durum yalnızca antrenörle ilgili değildir. Deneyimli oyuncuların, deneyimsizlere yürek vermesi gerekir. Bence Şampiyonlar Ligi’ndeki muvaffakiyet, antrenörden fazla biraz daha Şampiyonlar Ligi deneyimi olan oyuncuların üzerindedir. Deneyimli oyuncuların, gençlerle konuşması ve onları bu efsaneye dahil etmeleri gerekir.
“FENERBAHÇE MAÇLARI MESLEĞİMDEKİ EN GÜÇ MAÇLARDANDI”
Ocak ayının birinci haftasında liderlik yarışını yakından ilgilendiren Fenerbahçe-Galatasaray derbisi oynanacak. Bu uğraş başta olmak üzere Galatasaray’da oynadığın derbilerle ilgili neler söylemek istersiniz?
Daha evvel derbide yaşadıklarımı Kamerunlu birine anlatmıştım. bu biçimde bir şeyi daha evvel hiç yaşamamıştım. Fenerbahçe maçları mesleğimdeki en sıkıntı maçlardandı. Her maç baskı vardır fakat Fenerbahçe maçlarında bu kat kat fazlaydı. Mutlaka yanılgı yapmamalısınız, tek bir yanlışınız maça mal olur. Türkiye’de bu tip maçlarda her vakit düzgün performans göstermeniz gerekir. Bana bakılırsa bu tip maçları herkes ömründe bir sefer yaşamalı. Fenerbahçe’ye karşı oynadığımız muhteşem kupa maçı hala aklımda, kaybetmiştik. Eşime bile hala desteklemek için Fenerbahçe-Galatasaray maçına gitmemiz gerektiğini söylüyorum. Galatasaray’a imza attığımda menajerimin bana söylemiş olduği birinci cümle, “Fenerbahçe maçını kazanmak zorundayız” biçimindeydi.
“REAL MADRİD MAÇINI 6-1 KAYBETMEMİZE KARŞIN TARAFTARLAR BİZİ ALKIŞLAMIŞTI”
Sarı kırmızılı grupta 119 maça çıkıp sarı kırmızılı taraftarlardan alkış topladın. Stadyumun atmosferi başta olmak üzere taraftarların verdiği takviye sende ne üzere bir tesir bıraktı?
İlk Şampiyonlar Ligi maçımı hatırlıyorum, Real Madrid’e karşı 6-1 kaybetmiştik. Maçtan daha sonra taraftarlar bizi alkışlıyordu. Buna bir mana verememiştim. Selçuk’un yanına gidip, “6-1 kaybettik, niye bizi alkışlıyorlar?” diye sordum. Selçuk bana, “Eğer taraftarlar senin yüzde yüzünü verdiğini görürse alkışlar. 10-0 kaybetmen bile kıymetli değildir” demişti. 6-1 kaybetmiştik ve bizi alkışlıyorlardı. Sahiden şoka uğramıştım. Yüzde yüzümüzü verdiğimiz sürece ve çabaladığımızı gördükleri surece bizi destekleyeceklerini anlamıştım. Bu yüzden her gol attığımda kendimi bebek üzere hissediyordum. Hatta bu biçimdelar uçağım daha Türkiye’ye yeni indiğinde, “Bu ülke futbol kokuyor” demiştim. Onları epeyce seviyorum ve sahiden epeyce teşekkür ediyorum. Galatasaray’da oynadığım 4 yıl boyunca beni fazlaca desteklediler. Ne yazık ki son maçımı oynayıp onlara güle güle deme fırsatını yakalayamadım. Toplumsal medyadan da dediğim üzere orası benim meskenim ve onları fazlaca seviyorum.
“JORGE JESUS FENERBAHÇE’YLE GÜZEL BİR BAŞLANGIÇ YAPTI LAKİN VAKTE GEREKSİNİMİ VAR”
Jorge Jesus ile çıkışa geçen Fenerbahçe, dikkat çeken bir hamle sistemiyle oynamaya devam ediyor. Jesus’un ekipteki rolü ve Fenerbahçe’nin şampiyonluk yolundaki talihiyle ilgili neler söylemek istersiniz?
Lig başladığında büyük kadroların tabi ki ligi kazanma bahtı olduğunu biliyoruz. Bence Fenerbahçe’nin yeterli bir takımı var ve her vakit oldukları üzere Galatasaray’a âlâ bir rakip olacaklardır. Jorge Jesus, uygun bir iş çıkarıyor lakin Türkiye’de bilhassa büyük ekiplerde antrenörlere düzgün bir iş çıkarmaları için gereğince vakit verilmiyor. Güzel sonuçlar alınmadığında çabucak yollar ayrılıyor. örneğin Arsenal’deki Arteta’ya bakın, bu grubu kurmak için ona ne kadar vakit verildi? Arsenal’in şu anki formu her insanın malumu. Bunun yapılması için antrenörlere vakit verilmesi lazım. Başlangıç her vakit zordur. İnsanlarda ne yazık ki bu mantalite yok. Jorge Jesus yeterli bir başlangıç yaptı fakat vakte muhtaçlığı var.
“AVCI’NIN ŞAMPİYON OLMASINA ŞAŞIRMADIM, BENCE O TÜRKİYE’NİN GUARDİOLASIDIR”
Daha evvel Başakşehir’de birlikte çalıştığınız teknik yönetici Abdullah Avcı, geçtiğimiz dönem Trabzonspor’la şampiyonluğa ulaştı. Abdullah Avcı’nın idaresiyle ilgili neler niyetleriniz nelerdir?
Abdullah Avcı’ya hayli hürmet duyuyorum, beni Başakşehir’e isteyen kendisiydi. Ne yazık ki sakatlandığım için onunla fazlaca fazla maç oynayamadım. Her vakit beni aradı ve durumumu sordu. İyileşmem için bana vakit verdi ve beni destekledi. Şampiyon bulunmasına şaşırmadım. Bence o Türkiye’nin Pep Guardiolası. Her vakit bir ekip alıyor ve bu kadroya her oyunu oynatıyor. Arttan oyun kurdurup, kalecileri oyuna sokuyor ve pas oyunu yaptırıyor. Evet, bence Türkiye’nin Guardiolası Abdullah Avcı.
Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, Volkan Demirel, İlhan Palut, Çağdaş Atan üzere teknik yöneticilerden “yeni jenerasyon teknik adam” diye bahsediliyor. Performansını başarılı bulduğun ve ileride isminden kelam ettirir dediğin bir teknik adam bulunuyor mu?
Bence yeni nesil antrenörler içinde Selçuk İnan’da var. Daha evvel Borussia Dortmund’da oynayan Nuri Şahin’de olmak üzere hepsi uygun antrenörler. Yeni nesle güvenmemiz gerekiyor. Ancak bir daha birebir noktaya geliyoruz. Stratejilerini oyunlarına adapte etmek için vakte gereksinimleri var. Türkiye’de buna müsaade verilmiyor ancak şayet bu antrenörler oradaysalar kendilerine güveniyorlar demektir. Oyuncularına inanç aşılamalı ve onları anlamalılar. örneğin Selçuk İnan, tekraren ligi ve kupayı kazandı. Ulusal grupta kaptanlık yaptı. Bu genç insanların antrenörlük yapmaları hayli değerli. bahsetmiş olduğumiz antrenörlerin birden fazla kendi futbolculuk periyotlarında Avrupa’da oynadı. Oradaki deneyimlerini oyunculara aktaracak ve olağan olarak ki onları daha uygun düzeylere taşıyacaklardır. Lakin taraftarlara ve liderlere ısrar ediyorum: Lütfen yeni kuşak antrenörlere âlâ sonuçlar almak için biraz vakit tanıyın. Her 3-4 ayda bir antrenör değiştirirseniz hiç bir şeyi başaramazsınız.
“SELÇUK’UN BİR GÜN ANTRENÖRLÜK YAPMAK İSTEDİĞİNİ ALANDAYKEN ANLAMIŞTIM”
Galatasaray’dan eski grup dostunuz Selçuk İnan, birinci teknik yöneticilik tecrübesine adım atarak Kasımpaşa’nın başına geçti. Selçuk İnan birinci serüveninde sizce başarılı olabilecek mi?
Evet, ocak ayında gelip onu ziyaret edeceğim. Hala görüşüyoruz, o uygun bir arkadaşım. Artık Kamerun’da bir akademim yok fakat birtakım koçlarla çalışmak istiyorum. Oraya geldiğimde nasıl bir oyun oynatmak istediğiyle alakalı Selçuk’la konuşacağım. O her vakit önderdi. Onu alanda izlediğimde bir gün antrenörlük yapmak istediğini anlamıştım. Zira daima kadrosu saha ortasında yöneten, teknik yöneticiyle, hakemle ve ekiple konuşan daima Selçuk’tu. Antrenörlüğün ona fazlaca uyacağını düşünüyorum. Bu iş onun üzere birisi için fazlaca uygun ve mantıklı. Yeni mesleğinde umarım başarılı olur. (Spor Arena)