Karar kelimesi türemiş mi ?

Beyza

Yeni Üye
Karar Kelimesinin Yolculuğu: Bir Hikâye ve Bir Tartışma

Merhaba arkadaşlar, bugün sizlerle hem günlük hayatın içinden hem de kelimelerin kökenine dair düşündüren bir hikâyeyi paylaşmak istiyorum. Belki içinizde “karar” kelimesinin nereden geldiğini, türemiş mi yoksa kök bir kelime mi olduğunu merak edenler olmuştur. Gelin bu sorunun cevabını, karakterlerin hayatına dokunan bir hikâye ile birlikte keşfedelim.

---

Hikâyenin Başlangıcı: Çatallı Yollarda

Bir kasabanın meydanında, eski bir çınarın gölgesinde dört kişi buluştu: Yusuf, Zeynep, Mert ve Elif. Dört farklı bakış açısı, dört farklı yürek. O günün konusu, kasabanın geleceğini etkileyecek bir meseleydi: kasaba meydanına yeni bir okul yapılacak mı, yoksa eski taş yapılar restore edilip kültür merkezi mi olacak?

Yusuf, asker kökenli, mantıkla ilerleyen ve çözüm odaklı bir adamdı. Mert, ticaretle uğraşan, strateji kurmayı seven biri. Zeynep, öğretmen, her zaman öğrencilerinin ve insanların duygularını gözetirdi. Elif ise sosyal çalışmacıydı, insanların birbirleriyle olan bağlarını güçlendirmeyi önemserdi.

---

Erkeklerin Çözüm Odaklı Yaklaşımı

Yusuf söz aldı:

“Arkadaşlar, biz geleceğe yatırım yapıyorsak en akılcı çözüm okul inşa etmektir. Yeni bina sağlam olur, uzun yıllar dayanır. Çocuklarımız modern sınıflarda eğitim görür. Bu meseleyi uzatmaya gerek yok. Karar belli: yeni okul yapılmalı.”

Mert de hemen ekledi:

“Ben de Yusuf’a katılıyorum. Ekonomik açıdan baktığınızda yeni bir okul demek, çevre köylerden öğrencilerin buraya gelmesi demek. Bu da kasabaya ticari canlılık getirir. Uzun vadeli düşünmek gerekir. Stratejik olarak bu hamle en doğrusu.”

İki adamın yaklaşımında mantık, çözüm ve strateji öne çıkıyordu. Onlar için mesele duygularla değil, somut verilerle ölçülürdü.

---

Kadınların Empatik ve İlişkisel Yaklaşımı

Zeynep itiraz etti:

“Ben buna tamamen katılmıyorum. Çocukların sadece yeni sıralarda oturması değil, geçmişle bağlarını da hissetmeleri önemli. Kültür merkezine dönüştürülen taş yapılar, onlara köklerini hatırlatır. Eğitim sadece kitaplardan ibaret değil, kimlikten de beslenir.”

Elif de söze girdi:

“Bir okul yaparsınız, evet. Ama bir kültür merkezi yaptığınızda herkes faydalanır. Kadınlar kurslara gelir, yaşlılar sohbet eder, gençler tiyatro yapar. İnsanlar birbirine bağlanır. Bu bağ toplumu ayakta tutar. İnsanın kalbine dokunmadan alınan karar, eksik kalır.”

Onların sesinde empati, ilişkiler ve toplumsal bağlara verilen değer vardı. Erkekler geleceğe köprü kurarken, kadınlar kalpleri birleştiren ipleri örüyordu.

---

Karar Anının Gücü

Meydan sessizleşti. Çınarın yaprakları rüzgârla hışırdarken herkes düşündü. “Karar” kelimesi aslında sadece bir seçim yapmak değildi; bir duruş sergilemekti. Yusuf ve Mert için karar, mantığın son noktasıydı. Zeynep ve Elif içinse karar, kalplerin ortak paydasıydı.

İşte tam bu noktada kelimenin kökenine dair bir sohbet başladı.

---

Karar Kelimesinin Kökeni

Zeynep merakla sordu:

“Acaba ‘karar’ kelimesi türemiş mi, yoksa kök bir kelime mi?”

Elif cevap aradı:

“Benim bildiğim kadarıyla Arapça kökenli. ‘Qarar’ kelimesinden geliyor. ‘Yerleşme, sabit kalma, dinginleşme’ gibi anlamları var. Türkçeye geçtiğinde ‘bir işi sonuçlandırma, hükme bağlama’ anlamını kazanmış.”

Yusuf gülerek ekledi:

“Yani biz burada sadece bir okul veya kültür merkezi seçmiyoruz, aslında sabit bir noktaya oturuyoruz. Kökünden gelen anlam da buymuş: durağanlaşmak, dinginleşmek.”

Mert stratejik bir yorum kattı:

“Demek ki türememiş, zaten kökten gelen bir kelime. Ama Türkçede zamanla yeni anlamlar kazanmış. Yani bir bakıma kültürün içinde yeniden doğmuş.”

---

Hikâyeden Çıkardığımız Ders

O gün kasabalılar uzun tartışmalar sonunda her iki fikri de birleştirdiler. Yeni okul yapıldı, eski taş yapılar ise restore edilip kültür merkezine dönüştürüldü. Çünkü gerçek karar, tek bir tarafın değil, farklı yaklaşımların birleşiminden doğuyordu.

Bu hikâyede gördüğümüz gibi erkekler daha çok çözüm ve stratejiyle ilerlerken, kadınlar empati ve ilişkiler üzerinden düşünür. Ancak asıl güç, bu iki bakış açısının birleşiminde ortaya çıkar. Tıpkı “karar” kelimesinin hem kök anlamıyla sabitlik, hem de Türkçede kazandığı yeni boyutlarla çözümün adı olması gibi.

---

Sonuç: Kararın Derinliği

“Karar” kelimesi Arapça kökünden gelmiş, türememiş bir kelimedir. Ancak Türkçedeki yolculuğu boyunca, insanların hayatında hem mantığı hem de duyguyu kapsayan güçlü bir kavram haline gelmiştir. Kasaba halkının aldığı karar da gösterdi ki, en sağlam seçimler yalnızca mantığın değil, aynı zamanda kalbin de payı olduğunda ortaya çıkar.

Arkadaşlar, sizce kararlarımızda hangi yön daha baskın olmalı? Mantığın çözüm odaklı sert yüzü mü, yoksa empatinin yumuşak eli mi?

---

Bu hikâyeyi forumda paylaşıyorum çünkü hepimiz günlük hayatımızda küçük ya da büyük kararlar alıyoruz. Belki de en doğrusu, Yusuf’un aklını, Mert’in stratejisini, Zeynep’in empatisini ve Elif’in ilişkisel yaklaşımını bir araya getirmek. Çünkü kelimenin kökeninde duran dinginlik, ancak farklı seslerin uyumuyla sağlanabilir.