ahmetbeyler
Yeni Üye
Haydi bakalım, buyurun!
Parıltı topu üzere bir problemimiz daha oldu. Ölüyü diriyi hallettik de bir bu kaldı dediğimiz olayın müsebbibi bu defa NASA. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi hafta içi yaptığı açıklama ile Uzay’a, Dünya’nın pozisyonunu göndereceğini söylemiş oldu. Bu açıklamadan daha sonra Oxford’lu Bilim İnsanları (Bilim adamı dersek, cinsiyetçi lisan kullanıyoruz diye alınılabilir o yüzden bilim insanı demekte yarar var.)
Ne diyorduk, Oxfordlu Bilim İnsanları, NASA’nın yaptığı bu açıklamanın insanlık ve Dünya’nın hayrına değil, şerrine olabileceğini Kaş yapıyorum derken göz çıkaracaklarını söylemiş oldu. Ve bu ileti ile muhtemel uzaylı istilâsını başlatacaksınız diyerek NASA’yı uyardılar. İkili kodlardan oluşan işaret yani “BITG” iletisi, Dünya’nın Galaksi’deki yerini ve pozisyonunu bildiriyormuş. İş bu sebepten dolayı bizi bulması olası olan Uzaylılar gelip Dünya’yı istilâ edebilirmiş.
Ustalar, bilim insanları Dünya olarak çektiğimiz rezillik ortada. Daha virüsü tam manasıyla silebilmiş değilsiniz. Emeliniz; rezilliğimizi gelsinler, görsünler ise bu durum epeyce güzel bir durum değil. Hâlâ konuttan sevdiğini alamayan damatlar üzere kolonya dökerek çıkıyoruz. Kim birinci Uzaylı kâfilesini estire estire tütün kolonyası kokarak karşılamak ister?
Yapmayın! Etmeyin! Madem bu biçimde bir derdiniz var, şu işler bir bitsin “tam sırtımızı göynek gördü “dediğimiz vakit gönderin de “Öksüz, hırsızlığa çıkınca ay akşamdan doğar.” tabiri yeniden lisanlara pelesenk olsun.
Bizim kaygımız esasen bize yetiyor, yapmayın. Artık işin yoksa Zile’nin bir dağ köyüne inen birinci kâfileyi sopalarla köylüye dövdürecek daha sonrasında oluşacak felaketin dinamitini ateşleyeceksiniz.
Bundan beş bin yıl daha sonra Dünya Tarihi anlatılırken yüzlerce yıl süren Uzaylı – Dünyalı Savaşı’nı, gözü kara Türk Milleti sâyesinde “insanlık kazandı” dedirtmek istiyorsanız, devam edin. Yoksa kör topal yaşayıp gidiyoruz.
“Allah, bugünlerden kötüsünü göstermesin” kanısındayız.Gelin, vazgeçin!”
Efendim, geldik bu haftalık yazımızın sonuna. bir daha yaşanmış bir ateş başı öyküsünü beğenilerinize sunuyorum.
Güzel ve sevinçli, bir hafta sonu diliyorum.
Vaktin birinde esnafı dolaşan zabıtalar, Çakırcalı Yusuf Dayı’nın dükkânına girmiş. Yusuf Dayı, agresif. Yusuf Dayı’nın ağzı zehir, daha bunları görünce küfrü basmış.
Zabıtalar, çabucak belediye reisine koşarak şikâyete gitmiş. Lider, zabıtalara niye küfrettiğini sorunca Yusuf Dayı olayı yalanlamış. daha sonrasında Lider, yüzleştirmek için zabıtaları çağırmış. Zabıtalar, kapıyı açar açmaz Yusuf Dayı başını çevirip:
-” Anasını, avradını bilmem ne yaptıklarım! Ben, size ne vakit küfrettim de beni lidere dolduruyorsunuz?”
Haftaya görüşmek üzere, sevgi ve hürmetlerimle, hoşça kalın!
Erdem Düzyatanlar
Parıltı topu üzere bir problemimiz daha oldu. Ölüyü diriyi hallettik de bir bu kaldı dediğimiz olayın müsebbibi bu defa NASA. Ulusal Havacılık ve Uzay Dairesi hafta içi yaptığı açıklama ile Uzay’a, Dünya’nın pozisyonunu göndereceğini söylemiş oldu. Bu açıklamadan daha sonra Oxford’lu Bilim İnsanları (Bilim adamı dersek, cinsiyetçi lisan kullanıyoruz diye alınılabilir o yüzden bilim insanı demekte yarar var.)
Ne diyorduk, Oxfordlu Bilim İnsanları, NASA’nın yaptığı bu açıklamanın insanlık ve Dünya’nın hayrına değil, şerrine olabileceğini Kaş yapıyorum derken göz çıkaracaklarını söylemiş oldu. Ve bu ileti ile muhtemel uzaylı istilâsını başlatacaksınız diyerek NASA’yı uyardılar. İkili kodlardan oluşan işaret yani “BITG” iletisi, Dünya’nın Galaksi’deki yerini ve pozisyonunu bildiriyormuş. İş bu sebepten dolayı bizi bulması olası olan Uzaylılar gelip Dünya’yı istilâ edebilirmiş.
Ustalar, bilim insanları Dünya olarak çektiğimiz rezillik ortada. Daha virüsü tam manasıyla silebilmiş değilsiniz. Emeliniz; rezilliğimizi gelsinler, görsünler ise bu durum epeyce güzel bir durum değil. Hâlâ konuttan sevdiğini alamayan damatlar üzere kolonya dökerek çıkıyoruz. Kim birinci Uzaylı kâfilesini estire estire tütün kolonyası kokarak karşılamak ister?
Yapmayın! Etmeyin! Madem bu biçimde bir derdiniz var, şu işler bir bitsin “tam sırtımızı göynek gördü “dediğimiz vakit gönderin de “Öksüz, hırsızlığa çıkınca ay akşamdan doğar.” tabiri yeniden lisanlara pelesenk olsun.
Bizim kaygımız esasen bize yetiyor, yapmayın. Artık işin yoksa Zile’nin bir dağ köyüne inen birinci kâfileyi sopalarla köylüye dövdürecek daha sonrasında oluşacak felaketin dinamitini ateşleyeceksiniz.
Bundan beş bin yıl daha sonra Dünya Tarihi anlatılırken yüzlerce yıl süren Uzaylı – Dünyalı Savaşı’nı, gözü kara Türk Milleti sâyesinde “insanlık kazandı” dedirtmek istiyorsanız, devam edin. Yoksa kör topal yaşayıp gidiyoruz.
“Allah, bugünlerden kötüsünü göstermesin” kanısındayız.Gelin, vazgeçin!”
Efendim, geldik bu haftalık yazımızın sonuna. bir daha yaşanmış bir ateş başı öyküsünü beğenilerinize sunuyorum.
Güzel ve sevinçli, bir hafta sonu diliyorum.
Vaktin birinde esnafı dolaşan zabıtalar, Çakırcalı Yusuf Dayı’nın dükkânına girmiş. Yusuf Dayı, agresif. Yusuf Dayı’nın ağzı zehir, daha bunları görünce küfrü basmış.
Zabıtalar, çabucak belediye reisine koşarak şikâyete gitmiş. Lider, zabıtalara niye küfrettiğini sorunca Yusuf Dayı olayı yalanlamış. daha sonrasında Lider, yüzleştirmek için zabıtaları çağırmış. Zabıtalar, kapıyı açar açmaz Yusuf Dayı başını çevirip:
-” Anasını, avradını bilmem ne yaptıklarım! Ben, size ne vakit küfrettim de beni lidere dolduruyorsunuz?”
Haftaya görüşmek üzere, sevgi ve hürmetlerimle, hoşça kalın!
Erdem Düzyatanlar