ahmetbeyler
Yeni Üye
İktidarın “Sağlıkta çağ atladık” diyerek övündüğü Sıhhatte Dönüşüm Programı, sıhhatte geri gidişin adım adım nasıl yaşandığını da gösteriyor. Vatandaşlara, tetkikler için kamu hastanesinden 1 yıl daha sonrasına randevular verilirken, muayene olabilmek için ise bilhassa birtakım branşlarda 1, 2 aydan önceye randevu bulamıyor.
15 kalemde katkı iştirak hissesi, tıbbı materyallerin yurtdışına endeksli olması, dolar kurunun artmasıyla bir arada vatandaşların da cebinden ödediği parayı artırdı. “Sağlıkta geriye çağ atladık” diyen yurttaşlar “Randevu bulmakta zorlanıyoruz, bulsak bile tetkik istendiğinde bu sefer aylarca hatta senelerca beklemek zorunda bırakılıyoruz” dedi.
Kamu hastanelerinden sıhhat hizmetine ulaşmak giderek zorlaşıyor. Bunun üstüne bir de kış mevsimi ile birlikte artan salgın hastalıklar eklenince randevu bulmak daha da zorlaşıyor. Cildiye üzere birtakım kısımlarda ise randevu bulmak neredeyse mümkün değil.
Geçen günlerde de Antep’te bir hastaya 1,5 yıl daha sonrasına kolonoskopi randevusu verildiği ortaya çıkmıştı. Parası olan özel hastanelere giderken, olmayan borç ya da kredilerle özel hastanelerden hizmet almaya çalışıyor.
Birgün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine bakılırsa, neredeyse özel hastanelere mahkum edilen vatandaşlar, yaşadıklarını anlattı.
ERKENE RANDEVU VERİLDİ
Kendilerine 1 yıl daha sonrasına endoskopi randevusu verildiğini söyleyen Rahmi Karababa isimli vatandaş “Eşimin midesinde ağrısı vardı. 1,5 ay evvel sıkıntı bela hastaniçin randevu bulduk. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittik. Tabip muayene etti ve endoskopi istedi. Endoskopi randevusunun 2023’ün Kasım ayına verildiğini gördüm. ‘Bu randevu erken olmuş’ dedim. daha sonrasında özel hastaneye giderek endoskopiyi yaptırmak durumunda kaldık” dedi. Karababa, özel sıhhat kurumlarının da fiyatlarına dikkat çekerek “Özel hastaneye bin 800 TL verdim, zira 1 yıl bekleyemezdik, mecbur kaldık” diye konuştu.
Mesane kanseri hastası Umut Şener ise hastalığı niçiniyle ürostomi (arasında idrarın toplanmasını sağlayan özel yapılmış bir torba) kullandığını, raporlu kullandığı bu gerece her geçen gün daha fazla katkı hissesi ösöylemiş olduğini anlattı. Şener “Ömür uzunluğu kullanmak zorunda olduğum ürostomi torbası için en son bin 800 lira ek ödeme yaptım. 2 ayda bir, dövize endeksli tarife. Her aldığımda fark fiyatı daha da artıyor. Hastalığım niçiniyle çalışamıyorum, artık ne yapacağımı bilemiyorum. Hastanelerden randevu almak aslına bakarsanız fazlaca sıkıntı. Tedavi olamıyoruz, sıhhatte geriye gidiyoruz” diye konuştu.
BEKLEMEK RİSK DOĞURUR
İstanbul Tabip Odası Lideri Prof. Dr. Nergis Erdoğan ise hastaların derin problemler yaşadığını belirterek “Hastalar bir yandan randevu alamazlarken, bir yandan da kimi alanlarda epey uzun mühletlere, birtakım imaj biçimleri, endoskopik sistemler için epey uzun mühletlere randevu alabiliyorlar. Çağ atlama değil, çağın dışına gerçek sürüklenen bir sıhhat sistemimiz var” dedi.
Bu durumdan tabiplerin de mutsuz olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyleki devam etti: “hiç bir tabip, hastasını bir yıl bekletmek istemez. Lakin kimi branşlarda alet, tıbbi gereç üzere birtakım donanımlarda o kadar büyük eksiklikler var ki doktor meslektaşlarımızın da elinden bir şey gelmiyor ne yazık ki. Ayrıyeten hastalar da alışılmış epeyce ağır risklere maruz kalıyorlar. Bir insanın teşhisinin bir yıl gecikmesi hayli ağır, hayati sonuçlara yol açabilir. Randevu almak sıkıntı. Randevu aldıktan daha sonra tabiple görüşebileceğiniz mühlet de beş dakika ile sonlu. Sıhhat sistemi çağdışı yola yanlışsız sürüklenmekte. Ayrıyeten tıbbi ve medikal gereçler malzemeler de dövize endeksli. Kur arttıkça bu mamüllerin de fiyatı katlanıyor. şüphesiz tüm bunlar halkın sıhhati için fazlaca büyük bir tehdit oluşturuyor. Tabiplerin tedavi etme hakkını, hastaların da tedaviden yararlanma hakkını engelliyor. Beşerler kamu hastanelerinde deva bulamayınca özele mecbur bırakılıyor, fakirler bir daha tedaviye ulaşamıyor. Yoksulluk da şiddeti de besliyor.”
***
ANJİYO İÇİN DE DURUM BENZER
İstanbul Tabip Odası İdare Şurası üyesi Dr. Cegerğun Polat ise aylar hatta yıllar daha sonrasına verilen randevu müddetlerine ait özetle şunları kaydetti: “Bu durum hastanın teşhisinin konulamaması ve fiili olarak da aslında hastaya ‘kendi işini kendin hallet’ denilmesidir. Bir yıl daha sonrasına endoskopi randevusunu bekleyecek bir hasta yok. İster istemez özel hastaneye gidecek. Kardiyoloğum ve anjiyografiyle ilgili de randevular da bu biçimde. Hayati kritik durumlar. Hasta borç bulup, ya da kredi çekip tedavisini olmak zorunda kalıyor. İlaçlarda da emsal sorun var.”
RANDEVUSUNA GİTMEYENLER DİKKAT
Sağlık Bakanlığı, MHRS yaşanan yoğunluğun önüne geçmek için yeni bir adım attı. NTV’nin haberine göre, bakanlık hastane randevularına gitmeyenlere iptal etmedikleri takdirde yaptırım uygulayacak, 15 gün boyunca birebir kısımdan randevu verilmeyecek. Bakan Fahrettin Koca, her 4 randevudan birine gidilmediğini, yoğunluğun niçininin bu olduğunu savunmuştu.
15 kalemde katkı iştirak hissesi, tıbbı materyallerin yurtdışına endeksli olması, dolar kurunun artmasıyla bir arada vatandaşların da cebinden ödediği parayı artırdı. “Sağlıkta geriye çağ atladık” diyen yurttaşlar “Randevu bulmakta zorlanıyoruz, bulsak bile tetkik istendiğinde bu sefer aylarca hatta senelerca beklemek zorunda bırakılıyoruz” dedi.
Kamu hastanelerinden sıhhat hizmetine ulaşmak giderek zorlaşıyor. Bunun üstüne bir de kış mevsimi ile birlikte artan salgın hastalıklar eklenince randevu bulmak daha da zorlaşıyor. Cildiye üzere birtakım kısımlarda ise randevu bulmak neredeyse mümkün değil.
Geçen günlerde de Antep’te bir hastaya 1,5 yıl daha sonrasına kolonoskopi randevusu verildiği ortaya çıkmıştı. Parası olan özel hastanelere giderken, olmayan borç ya da kredilerle özel hastanelerden hizmet almaya çalışıyor.
Birgün’den Sibel Bahçetepe’nin haberine bakılırsa, neredeyse özel hastanelere mahkum edilen vatandaşlar, yaşadıklarını anlattı.
ERKENE RANDEVU VERİLDİ
Kendilerine 1 yıl daha sonrasına endoskopi randevusu verildiğini söyleyen Rahmi Karababa isimli vatandaş “Eşimin midesinde ağrısı vardı. 1,5 ay evvel sıkıntı bela hastaniçin randevu bulduk. Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne gittik. Tabip muayene etti ve endoskopi istedi. Endoskopi randevusunun 2023’ün Kasım ayına verildiğini gördüm. ‘Bu randevu erken olmuş’ dedim. daha sonrasında özel hastaneye giderek endoskopiyi yaptırmak durumunda kaldık” dedi. Karababa, özel sıhhat kurumlarının da fiyatlarına dikkat çekerek “Özel hastaneye bin 800 TL verdim, zira 1 yıl bekleyemezdik, mecbur kaldık” diye konuştu.
Mesane kanseri hastası Umut Şener ise hastalığı niçiniyle ürostomi (arasında idrarın toplanmasını sağlayan özel yapılmış bir torba) kullandığını, raporlu kullandığı bu gerece her geçen gün daha fazla katkı hissesi ösöylemiş olduğini anlattı. Şener “Ömür uzunluğu kullanmak zorunda olduğum ürostomi torbası için en son bin 800 lira ek ödeme yaptım. 2 ayda bir, dövize endeksli tarife. Her aldığımda fark fiyatı daha da artıyor. Hastalığım niçiniyle çalışamıyorum, artık ne yapacağımı bilemiyorum. Hastanelerden randevu almak aslına bakarsanız fazlaca sıkıntı. Tedavi olamıyoruz, sıhhatte geriye gidiyoruz” diye konuştu.
BEKLEMEK RİSK DOĞURUR
İstanbul Tabip Odası Lideri Prof. Dr. Nergis Erdoğan ise hastaların derin problemler yaşadığını belirterek “Hastalar bir yandan randevu alamazlarken, bir yandan da kimi alanlarda epey uzun mühletlere, birtakım imaj biçimleri, endoskopik sistemler için epey uzun mühletlere randevu alabiliyorlar. Çağ atlama değil, çağın dışına gerçek sürüklenen bir sıhhat sistemimiz var” dedi.
Bu durumdan tabiplerin de mutsuz olduğunu kaydeden Erdoğan, şöyleki devam etti: “hiç bir tabip, hastasını bir yıl bekletmek istemez. Lakin kimi branşlarda alet, tıbbi gereç üzere birtakım donanımlarda o kadar büyük eksiklikler var ki doktor meslektaşlarımızın da elinden bir şey gelmiyor ne yazık ki. Ayrıyeten hastalar da alışılmış epeyce ağır risklere maruz kalıyorlar. Bir insanın teşhisinin bir yıl gecikmesi hayli ağır, hayati sonuçlara yol açabilir. Randevu almak sıkıntı. Randevu aldıktan daha sonra tabiple görüşebileceğiniz mühlet de beş dakika ile sonlu. Sıhhat sistemi çağdışı yola yanlışsız sürüklenmekte. Ayrıyeten tıbbi ve medikal gereçler malzemeler de dövize endeksli. Kur arttıkça bu mamüllerin de fiyatı katlanıyor. şüphesiz tüm bunlar halkın sıhhati için fazlaca büyük bir tehdit oluşturuyor. Tabiplerin tedavi etme hakkını, hastaların da tedaviden yararlanma hakkını engelliyor. Beşerler kamu hastanelerinde deva bulamayınca özele mecbur bırakılıyor, fakirler bir daha tedaviye ulaşamıyor. Yoksulluk da şiddeti de besliyor.”
***
ANJİYO İÇİN DE DURUM BENZER
İstanbul Tabip Odası İdare Şurası üyesi Dr. Cegerğun Polat ise aylar hatta yıllar daha sonrasına verilen randevu müddetlerine ait özetle şunları kaydetti: “Bu durum hastanın teşhisinin konulamaması ve fiili olarak da aslında hastaya ‘kendi işini kendin hallet’ denilmesidir. Bir yıl daha sonrasına endoskopi randevusunu bekleyecek bir hasta yok. İster istemez özel hastaneye gidecek. Kardiyoloğum ve anjiyografiyle ilgili de randevular da bu biçimde. Hayati kritik durumlar. Hasta borç bulup, ya da kredi çekip tedavisini olmak zorunda kalıyor. İlaçlarda da emsal sorun var.”
RANDEVUSUNA GİTMEYENLER DİKKAT
Sağlık Bakanlığı, MHRS yaşanan yoğunluğun önüne geçmek için yeni bir adım attı. NTV’nin haberine göre, bakanlık hastane randevularına gitmeyenlere iptal etmedikleri takdirde yaptırım uygulayacak, 15 gün boyunca birebir kısımdan randevu verilmeyecek. Bakan Fahrettin Koca, her 4 randevudan birine gidilmediğini, yoğunluğun niçininin bu olduğunu savunmuştu.