amerikali
Yeni Üye
Avrupalı bir araştırma grubu, sadece 150 ışıkyılı uzaklıktaki Hyades yıldız kümesinde birkaç yıldız kara deliğinin kanıtını buldu. Bunlar şimdiye kadar bildiğimiz en yakın olanlar olacaktır. İtalya’daki Padua Üniversitesi’nden Stefano Torniamenti’nin grubunun açıkladığı gibi, çalışma, yıldız kümesindeki tüm yıldızların hareketlerinin simüle edilmesini ve sonuçların gözlemlerle karşılaştırılmasını içeriyordu. Hyades’in kütlesinin ve boyutunun ancak merkezlerinde iki ila üç kara delik olması veya yakın zamana kadar mevcut olması durumunda simülasyonlarla bağdaştırılabileceği ortaya çıktı.
Reklamcılık
Önceki rekor sahibinden on kat daha yakın
Eğer teori doğrulanırsa Hyades’teki kara delikler açık ara bize en yakın kara delikler olacak. Önceki rekorun sahibi olan BH1 adlı nesne, yalnızca bir yıl önce keşfedildi ve 1.500 ışıkyılının üzerinde bir uzaklığa sahip olup bizden on kat daha uzaktadır. Her iki tespit için de ESA’nın Gaia uzay teleskopundan elde edilen son derece hassas veriler kullanıldı. Bu çalışmaya 2013 yılında başlandı ve sayısız yıldız ve galaksinin güneşin etrafındaki yolları üzerindeki konumunu giderek artan bir hassasiyetle belirlemek için paralaks ölçümleri kullanıldı.
Araştırma ekibi, açık yıldız kümelerinin, yaş ve kimyasal bileşim gibi belirli özellikleri paylaşan yüzlerce yıldızdan oluşan gevşek bağlantılı gruplar olduğunu açıklıyor. Hyades (aynı zamanda “yağmur yıldızı” veya “küçük domuzlar”) güneş sistemine en yakın yapıdır, bu nedenle uzun süredir araştırmalarda özel ilgi görmektedir. Buradaki yıldız hareketlerinin simülasyonu, bunların en iyi şekilde birkaç kara deliğin varlığıyla açıklanabileceğini göstermiş olsa da, orada var olan kara deliklerin 150 milyon yıl önce dışarı atılmış olması da mümkün. O zaman bile nesneler Dünya için bir tehdit oluşturmayacaktı.
Ekip, genel olarak bu durumun bize en yakın kara deliklerin Hyades kümesinin içinde veya yakınında bulunduğunu öne sürdüğünü yazıyor. Şu anda Kraliyet Astronomi Topluluğu’nun Aylık Bildirimleri’nde yayınlanan çalışma, yalnızca özellikle yakın kara deliklerin nerede aranmaya değer olabileceğine dair kesin bir gösterge sağlamakla kalmıyor. Barselona Üniversitesi’nden astrofizikçi Mark Gieles, çalışmanın aynı zamanda kara deliklerin açık yıldız kümelerinin oluşumu ve evrimi üzerindeki etkisini anlamaya da yardımcı olduğunu açıklıyor. Aynı zamanda bu nesnelerin Samanyolu’nda nasıl dağıldığına dair bir gösterge de sağlıyor.
(mho)
Haberin Sonu
Reklamcılık
Önceki rekor sahibinden on kat daha yakın
Eğer teori doğrulanırsa Hyades’teki kara delikler açık ara bize en yakın kara delikler olacak. Önceki rekorun sahibi olan BH1 adlı nesne, yalnızca bir yıl önce keşfedildi ve 1.500 ışıkyılının üzerinde bir uzaklığa sahip olup bizden on kat daha uzaktadır. Her iki tespit için de ESA’nın Gaia uzay teleskopundan elde edilen son derece hassas veriler kullanıldı. Bu çalışmaya 2013 yılında başlandı ve sayısız yıldız ve galaksinin güneşin etrafındaki yolları üzerindeki konumunu giderek artan bir hassasiyetle belirlemek için paralaks ölçümleri kullanıldı.
Araştırma ekibi, açık yıldız kümelerinin, yaş ve kimyasal bileşim gibi belirli özellikleri paylaşan yüzlerce yıldızdan oluşan gevşek bağlantılı gruplar olduğunu açıklıyor. Hyades (aynı zamanda “yağmur yıldızı” veya “küçük domuzlar”) güneş sistemine en yakın yapıdır, bu nedenle uzun süredir araştırmalarda özel ilgi görmektedir. Buradaki yıldız hareketlerinin simülasyonu, bunların en iyi şekilde birkaç kara deliğin varlığıyla açıklanabileceğini göstermiş olsa da, orada var olan kara deliklerin 150 milyon yıl önce dışarı atılmış olması da mümkün. O zaman bile nesneler Dünya için bir tehdit oluşturmayacaktı.
Ekip, genel olarak bu durumun bize en yakın kara deliklerin Hyades kümesinin içinde veya yakınında bulunduğunu öne sürdüğünü yazıyor. Şu anda Kraliyet Astronomi Topluluğu’nun Aylık Bildirimleri’nde yayınlanan çalışma, yalnızca özellikle yakın kara deliklerin nerede aranmaya değer olabileceğine dair kesin bir gösterge sağlamakla kalmıyor. Barselona Üniversitesi’nden astrofizikçi Mark Gieles, çalışmanın aynı zamanda kara deliklerin açık yıldız kümelerinin oluşumu ve evrimi üzerindeki etkisini anlamaya da yardımcı olduğunu açıklıyor. Aynı zamanda bu nesnelerin Samanyolu’nda nasıl dağıldığına dair bir gösterge de sağlıyor.
(mho)
Haberin Sonu