canvade
Yeni Üye
‘GLUTEN’ Ziyanlı Mıdır?
Son vakit içinderda besin intolerans testlerinin de artmasıyla birlikte kilo almada yağ ve şeker kadar hatalı görülen yeni bir öge daha bulundu; Gluten. Marketlerde glutensiz un arayışında olanların, ‘Bende gaz şikayetleri var, alerji testi yaptırdım, glutene alerjim varmış bundan daha sonra glutensiz un, bisküvi, makarna yiyeceğim’ diyenlerin sayısının her geçen gün arttığını gözlemlemekteyim. Gluteni hayatından çıkaran bireylerin şişkinlik sorunlarında azalma olacağı yanlışsız. Ama kıymetli nokta, kişi sanki gluten içeren besinler sebebiyle mi yoksa bu besinlerin oldukça ve sistemsiz tüketilmesinden mi şişkinlik sorunları yaşıyordu? Yani gluteni ömrümüzden büsbütün çıkarmamıza gerek var mı? Yoksa Gluten hayatımızda olsun ancak gluten içeren hamurlu tatlılar, ekmekler, makarnalar az mı tüketilsin?Buna karar verebilmek değerli.
Gluten, buğday, arpa, çavdar, yulaf üzere tahılların ortasında bulunan ve tahılların ortasında bulunma ölçüsü farklılaşabilen, tahılın kalitesini artıran bir proteindir. Gluten, ekmeğin imalinde hamurun kuvvetli bir kompleks yapı ile mayalanmanın oluşumundan sorumludur. Kişinin gluteni parçalayamamasıyla ortaya çıkan kronik alerjiyle kendini gösteren hastalığa Çölyak Hastalığı denir. Çölyak hastalarında karın bölgesinde öne yanlışsız şişkinlik, yaşa nazaran kilo azlığı, kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, gaz şikayetleri üzere belirtiler ortaya çıkar. Bu hastalığın teşhis edilebilmesi için kan testleri ve daha sonrasında ince bağırsak biyopsisi gerekmektedir. Çölyak Hastalığı alerji testleri tekniğiyle teşhis edilemez. Glutenin zayıflamanıza mani olduğu bu kadar sıradan bir test ile bulunamayacağı üzere, glutensiz bir diyet ile zayıflanabileceğini düşünmemiz de uygun olmayacaktır. Gluten ömrünüzden çıktığında zayıflamanızın ana sebebi gluteni içeren kalori içeriği yüksek pasta, börek, tatlıların, ekmeği fazla yeme alışkanlığının hayatınızdan çıkmış olmasıdır. Gluteni hayatınızdan çıkarmadan da fazladan yenilen bu yiyecekleri hayatınızdan çıkararak zayıflayabilirsiniz.
‘Himalaya Tuzu’ Kullanmalı Mıyım?
Tuz konusu sağlıklı beslenme sistemi ortasında dikkat edilmesi gereken kritik noktalardan biridir. Zira fazla alınan tuz kanserden kemik yoğunluğunda azalmaya, kan basıncının artmasından kalp hastalıklarına kadar biroldukca rahatsızlığa niye olabilmektedir. Bu niçinle hazır eserlerde tuz, yüksek oranda azaltılmıştır. Restoranlarda masalarda tuzluk bulunması bile yasaklanmıştır. Lakin sanayi epeyce sağlıklı olduğu argümanıyla tuz tüketimini artırabilecek öbür bir yol bulmuştur; Himalaya Tuzu. Bir çoğunuzdan ‘Ben yemeklerimi diyete uygun hazırlıyorum bol zeytinyağı ve himalaya tuzu kullanıyorum.Sağlığımı himalaya tuzu ile koruyorum’ söylemiş olduğinizi duyar üzereyim. Beslenme konusunda otör kaynakların hiçbirinde tüketilen tuzun cinsi yer almamaktadır. Sıhhate fazlaca faydalı olduğuna inanılan lakin kâfi bilimsel delili olmayan saf mineral içeriği yüksek bu tuzun aslında bilinen kaya tuzu ile neredeyse tıpkı olduğunu biliyor musunuz? Bu tuzların klâsik tuzdan farkı iyot ve flor içeriklerinin yüksek olması. Fakat bu iki mineralinden kaynak farketmeksizin fazla alınması sıhhat için toksik olabilir.
Devlet tarafınca denetlenmiş iyot içeren rastgele sağlam bir markadan olduğu sürece istenilen tuz tüketilebilir. Günlük tuz tüketimimizin en çok 1/4 tatlı kaşığı olması gerektiği de unutulmamalıdır.
Son vakit içinderda besin intolerans testlerinin de artmasıyla birlikte kilo almada yağ ve şeker kadar hatalı görülen yeni bir öge daha bulundu; Gluten. Marketlerde glutensiz un arayışında olanların, ‘Bende gaz şikayetleri var, alerji testi yaptırdım, glutene alerjim varmış bundan daha sonra glutensiz un, bisküvi, makarna yiyeceğim’ diyenlerin sayısının her geçen gün arttığını gözlemlemekteyim. Gluteni hayatından çıkaran bireylerin şişkinlik sorunlarında azalma olacağı yanlışsız. Ama kıymetli nokta, kişi sanki gluten içeren besinler sebebiyle mi yoksa bu besinlerin oldukça ve sistemsiz tüketilmesinden mi şişkinlik sorunları yaşıyordu? Yani gluteni ömrümüzden büsbütün çıkarmamıza gerek var mı? Yoksa Gluten hayatımızda olsun ancak gluten içeren hamurlu tatlılar, ekmekler, makarnalar az mı tüketilsin?Buna karar verebilmek değerli.
Gluten, buğday, arpa, çavdar, yulaf üzere tahılların ortasında bulunan ve tahılların ortasında bulunma ölçüsü farklılaşabilen, tahılın kalitesini artıran bir proteindir. Gluten, ekmeğin imalinde hamurun kuvvetli bir kompleks yapı ile mayalanmanın oluşumundan sorumludur. Kişinin gluteni parçalayamamasıyla ortaya çıkan kronik alerjiyle kendini gösteren hastalığa Çölyak Hastalığı denir. Çölyak hastalarında karın bölgesinde öne yanlışsız şişkinlik, yaşa nazaran kilo azlığı, kas zayıflığı, kansızlık, dışkıda anormallik, gaz şikayetleri üzere belirtiler ortaya çıkar. Bu hastalığın teşhis edilebilmesi için kan testleri ve daha sonrasında ince bağırsak biyopsisi gerekmektedir. Çölyak Hastalığı alerji testleri tekniğiyle teşhis edilemez. Glutenin zayıflamanıza mani olduğu bu kadar sıradan bir test ile bulunamayacağı üzere, glutensiz bir diyet ile zayıflanabileceğini düşünmemiz de uygun olmayacaktır. Gluten ömrünüzden çıktığında zayıflamanızın ana sebebi gluteni içeren kalori içeriği yüksek pasta, börek, tatlıların, ekmeği fazla yeme alışkanlığının hayatınızdan çıkmış olmasıdır. Gluteni hayatınızdan çıkarmadan da fazladan yenilen bu yiyecekleri hayatınızdan çıkararak zayıflayabilirsiniz.
‘Himalaya Tuzu’ Kullanmalı Mıyım?
Tuz konusu sağlıklı beslenme sistemi ortasında dikkat edilmesi gereken kritik noktalardan biridir. Zira fazla alınan tuz kanserden kemik yoğunluğunda azalmaya, kan basıncının artmasından kalp hastalıklarına kadar biroldukca rahatsızlığa niye olabilmektedir. Bu niçinle hazır eserlerde tuz, yüksek oranda azaltılmıştır. Restoranlarda masalarda tuzluk bulunması bile yasaklanmıştır. Lakin sanayi epeyce sağlıklı olduğu argümanıyla tuz tüketimini artırabilecek öbür bir yol bulmuştur; Himalaya Tuzu. Bir çoğunuzdan ‘Ben yemeklerimi diyete uygun hazırlıyorum bol zeytinyağı ve himalaya tuzu kullanıyorum.Sağlığımı himalaya tuzu ile koruyorum’ söylemiş olduğinizi duyar üzereyim. Beslenme konusunda otör kaynakların hiçbirinde tüketilen tuzun cinsi yer almamaktadır. Sıhhate fazlaca faydalı olduğuna inanılan lakin kâfi bilimsel delili olmayan saf mineral içeriği yüksek bu tuzun aslında bilinen kaya tuzu ile neredeyse tıpkı olduğunu biliyor musunuz? Bu tuzların klâsik tuzdan farkı iyot ve flor içeriklerinin yüksek olması. Fakat bu iki mineralinden kaynak farketmeksizin fazla alınması sıhhat için toksik olabilir.
Devlet tarafınca denetlenmiş iyot içeren rastgele sağlam bir markadan olduğu sürece istenilen tuz tüketilebilir. Günlük tuz tüketimimizin en çok 1/4 tatlı kaşığı olması gerektiği de unutulmamalıdır.