Bloods Kim Kurdu ?

Defne

Yeni Üye
Bloods Kim Kurdu?

Bloods'un Tarihçesi ve Kuruluşu

Bloods, Amerika Birleşik Devletleri'nde 1970'lerin başında, Los Angeles'ta kurulan ve özellikle sokak çeteleri arasında güçlü bir etkiye sahip olan bir suç örgütüdür. Çetenin, Afro-Amerikan gençleri tarafından kurulduğu ve Los Angeles'ın güneyinde, özellikle Compton bölgesinde etkin olduğu bilinmektedir. Bloods çetesi, kendi tarihini ve kültürünü derinden hisseden bir topluluk oluşturarak, kriminal faaliyetlere katılmış ve zaman içinde büyük bir etki alanı kazanmıştır.

Çetenin doğuşunun arkasında yatan ana faktörlerden biri, Los Angeles'taki bir başka büyük çete olan Crips'in egemenliğine karşı bir tepki olarak gelişmesidir. 1969 yılında, Crips çetesi, Los Angeles’ta güçlü bir varlık göstermeye başlamıştı. Bu durum, onları devirmeyi amaçlayan alternatif bir grup kurma gerekliliğini doğurdu. Bu durumun sonucunda, Bloods çetesi ortaya çıkmıştır. Bloods, Crips'in etkinliğine karşı bir alternatif olarak, kendi terörünü ve gücünü yaratma arayışı içindeydi. Çete, özellikle şiddetle ve uyuşturucu ticaretiyle tanınmış ve zamanla Amerika'nın pek çok farklı şehrine yayılmıştır.

Bloods Çetesinin Kurucuları Kimlerdir?

Bloods çetesinin kesin kurucuları hakkında birçok söylenti olsa da, en çok bilinen görüş, çetenin Los Angeles'ta, 1972 ile 1973 yılları arasında kurulduğudur. İlk başta bir grup genç, Crips çetesinin yaygın şiddetine karşı koymak amacıyla bir araya gelmiştir. En fazla bilinen kuruculardan biri, "Piru" adlı semtte büyüyen ve bu çeteyi kurma arzusuyla yola çıkan Sylvester Scott ve Raymond Washington’dur. Fakat, Bloods'un ilk zamanlarında kesin bir liderlik yapısı ve kurucular listesi belirsizdir. Çetenin üyeleri, çoğunlukla kendi mahallelerinde ve sokaklarında bu isyanı başlatmışlardır.

Başlangıçta Bloods, adını "Piru" semtinden almış olup, bu semt, çetenin ilk güçlü kalesi olmuştur. Piru’nun liderleri, Crips'e karşı varlıklarını sürdürmek için sokaklarda etkinlik göstermek üzere organizasyonlarını hızla büyütmüşlerdir. Zamanla bu çete, birçok farklı mahalleden gelen gençlerin katılımıyla genişlemiş ve daha sistematik bir yapı kurmuştur.

Bloods ve Crips Arasındaki Rekabet

Bloods'un en önemli motivasyonlarından biri, Crips çetesinin egemenliğine karşı bir tepki olarak doğmuş olmalarıdır. Crips, kurulduğu günden itibaren Los Angeles’ta büyük bir etki yaratmış ve çok sayıda mahallede kontrol sahibi olmuştur. Bloods ise, bu egemenliğe karşı durmak, kendi kimliklerini oluşturmak ve bağımsızlıklarını sağlamak için mücadele etmiştir. Bu iki çete arasındaki rekabet, zamanla şiddetli çatışmalara dönüşmüş ve Amerika'daki sokak çeteleri dünyasında önemli bir yere sahip olmuştur.

Bloods, Crips'e karşı direnişini simgelemek amacıyla renkli bir sembolizm geliştirmiştir. Bloods çetesi, kırmızı rengi, Crips’in mavi rengine karşı bir ifade olarak benimsemiş ve bu renkleri kıyafetlerinde ve işaretlerinde sıkça kullanmıştır. Bu, aynı zamanda çetenin üyeleri arasında bir aidiyet duygusunu pekiştiren önemli bir unsurdur.

Bloods'un Yükselişi ve Yayılması

Başlangıçta sadece Los Angeles’ın güney bölgeleriyle sınırlı olan Bloods, zamanla Amerika’nın birçok farklı şehrine yayıldı. Çete, büyüyen uyuşturucu pazarları ve sokaklarda hızla yayılan şiddet nedeniyle etkisini genişletmiş, yalnızca Los Angeles'ta değil, Chicago, New York ve Miami gibi büyük şehirlerde de kendine güçlü bir varlık oluşturmuştur. Bloods, yalnızca şiddet ve suçla değil, aynı zamanda uyuşturucu ticareti ve silah kaçakçılığı gibi yasadışı faaliyetlerle de adından söz ettirmiştir. Çetenin üyeleri, aynı zamanda kendi bölgelerinde güç kazanmak adına çeşitli yasa dışı işlere girmeyi tercih etmişlerdir.

Çetenin genişlemesiyle birlikte, farklı Bloods alt grupları da oluşmuş, her biri kendi bölgesinde faaliyet göstermeye başlamıştır. Bu alt gruplar, Bloods’un genel yapısının bir parçası olarak, birbirleriyle bazen işbirliği yaparken bazen de çatışmalara girmiştir. Çetenin büyüyen etkisi, onu sadece yerel değil, uluslararası bir fenomen haline getirmiştir.

Bloods'un Toplumdaki Etkisi ve Sosyal Yapısı

Bloods’un etkisi, sadece suç dünyasında değil, aynı zamanda sokak kültüründe de büyük bir yer tutmaktadır. Çete, özellikle Afro-Amerikan gençleri arasında bir aidiyet ve güç simgesi haline gelmiştir. Bloods’un sosyal yapısında, üyelik yalnızca bir suç örgütü olmaktan çok daha fazlasıdır. Bu, toplumsal dışlanmışlık, eşitsizlik ve güçsüzlük duygusunun bir yansımasıdır. Bloods, bu gençler için bir aileye, bir kimlik arayışına ve ekonomik fırsatlara ulaşmanın bir yolu olmuştur.

Çetenin etkisi, sadece sokaklarda görülen şiddetle sınırlı kalmamış, aynı zamanda müzik ve pop kültürü üzerinde de önemli bir etki bırakmıştır. Özellikle rap müziği, Bloods’un kültürünü ve yaşam tarzını yansıtan bir platform haline gelmiştir. 1990’lı yıllarda Bloods, hip-hop sanatçıları ve müzik prodüktörleri aracılığıyla daha da geniş bir kitleye ulaşmıştır. Bloods’un şarkı sözleri, sokak yaşamını, şiddeti ve bağlılığı tasvir ederken, bu durum toplumun farklı kesimleri üzerinde derin etkiler bırakmıştır.

Bloods'un Bugünkü Durumu

Günümüzde, Bloods çetesi hala Amerika'da etkinliğini sürdürmektedir. Çete, uluslararası alanda da uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı ve diğer yasa dışı faaliyetlerde bulunmaya devam etmektedir. Ancak, 1980’lerin sonlarından itibaren, hükümetin çetelere karşı yürüttüğü operasyonlar ve toplumsal baskılar nedeniyle çetenin etkinliği bir miktar azalmıştır. Yine de, Bloods, hala Amerika’daki bazı büyük şehirlerde güçlü bir varlığa sahiptir ve günümüz gençleri arasında bazı mahallelerde saygı duyulan bir figür olarak kalmaktadır.

Sonuç olarak, Bloods çetesinin tarihçesi, sadece bir suç örgütünün değil, aynı zamanda toplumsal bir hareketin, bir direnişin ve bir kimlik arayışının da hikayesidir. Çetenin kuruluşu, sosyal ve ekonomik eşitsizliklere karşı bir tepki olarak şekillenmiş, zamanla tüm dünyada yankı uyandıran bir fenomen haline gelmiştir. Bloods'un bugünkü durumu, hala zorlu bir geçmişin ve sokakların izlerini taşımaktadır.